Demir Kızlar'ın Başarı Hikayesi!
Elazığ'da dezavantajlı ailelerin kızlarını topluma kazandırmak için sosyal bir proje olarak kurulan ve 'Demir Kızlar' ismiyle bilinen takım, büyük bir başarı elde ederek Türkiye Kadınlar Hentbol Süper Ligi'ne yükseldi.
Elazığ Sosyal Yardımlaşma ve Spor Kulübü, 2010 yılında sosyal bir proje olarak dezavantajlı ailelerin kızlarını topluma kazandırmak için beden eğitimi öğretmeni İsmail Bayraktar öncülüğünde kuruldu.
Ardından sportif faaliyet olarak kulüp bünyesinde kadın hentbol takımı oluşturuldu. Yıllardır kendi çabalarıyla transfer bile yapmadan önemli bir mücadele sergileyen kulüp, bu sene adını Hentbol Süper Ligi'ne yazdırdı. Başarı üzerine başarı elde eden ve Demir Kızlar olarak bilinen takım, tüm gününü bir aile ortamı olan kulüpte lige hazırlanarak geçiriyor. Kızları hayata bağlamanın yanı sıra bünyesinde bir çok milli sporcu da yetiştiren kulüp, yaklaşık 65 kız çocuğunun geleceğini doğrudan etkiliyor.
Valilik destekleriyle yürüttükleri proje ile önemli başarılar elde ederek Hentbol Süper Ligi'ne kadar yükseldiklerini belirten Elazığ Sosyal Yardımlaşma ve Spor Kulübü Başkanı İsmail Bayraktar, yaptığı açıklamada, “Çocuklarımızla beraber bir tarih yazdık. Çünkü kendi imkanlarımızla, kendi öz evlatlarımızla bir başarı elde ettik. Sosyal bir proje olarak başlayan dezavantajlı çocuklarımız Bölgesel 2. ve 1. Lig'den sonra Türkiye Kadınlar Hentbol Süper Ligi'ne adını yazdırdı. Bundan dolayı onurlu ve gururluyuz. Biz 2010 yılında kız çocuklarının okuma oranının az olduğundan, dezavantajlı kızlarımızın spor sayesinde topluma ayaklarını sağlam basması, eğitimlerine devam etmesi ve ülkemizin lisanslı sporcu sayısına katkı sağlamak için valiliğin destekleriyle bir proje başlattık. Bugün hayal olan bir şeyi gerçekleştirdik” dedi.
“Hepsinin alnından öpülmesi gerekiyor”
Elazığ'da yaşayan dezavantajlı kız çocukların elde ettiği başarının haklı gururunu yaşadıklarını sözlerine ekleyen Bayraktar, “Doğu bölgesinden daha önceden Süper Lig'e çıkan kadın takımları var ama hepsi transferlerle çıktı. Bu böyle bir şey değil, hepsi de 16, 17, 18, 19 yaşındalar. Bence hepsinin alnından öpülmesi gerekiyor ve ayakta alkışlanacak çocuklar diye düşünüyorum. Elazığlı olan var, Tuncelili olan var ama hepsi de Elazığ'da yaşıyor ve buranın evlatları. Aralarında yetim olanlar var. Ama sonuç olarak Elazığ için kalbi atıyor, adını onurla, gururla Türkiye'ye altın harflerle yazdırdıklarını söyleyebilirim. Biri gelip dese ki sizin bütün deplasmanlarınızı karşılayacağız, çok güzel olur. Çünkü biz para istemiyoruz. Bizi göndersinler, geri getirsinler. Çocukların harçlıklarını versinler, başka hiçbir şey istemiyoruz” şeklinde konuştu.
Öztürk: “Bir spor kulübünden çok bir aile ortamı”
8 senedir kulüpte hem kaleci hem de kaptan olarak görev yaptığını dile getiren 21 yaşındaki milli sporcu Beyza Nur Öztürk, “Bu kulübün bize neler kazandırmadıklarını saymak daha kolay olur. Çünkü sosyal, eğitim ve aile hayatını etkileyen bir çok olumlu faktör oldu. Bunun en önemlisi de bir yerlere gelmemizi sağladı. Şuan kendi yetiştirdiği sporcularla Süper Lig'e çıkmayı başaran tek takımız. Çok çalışıyorduk, istiyorduk ama Süper Lig'e çıkacağımızı beklemiyorduk. Bilindiği üzere depremden dolayı maçlarımız eksik oluyordu. İkinci devre hiçbir maçta yenilmedik, sadece bir beraberliğimiz vardı. Üç kardeş birlikte bu kulüpteyiz. Burası bir spor kulübünden çok bir aile ortamı sağladığı için hiç çekinmeden bütün günümüzü burada geçirebiliyoruz” diye konuştu.
Şık: “Biz burada bir takım olarak değil de bir aile olarak varız”
Bir takımdan daha fazlası olduklarını aktaran altyapı kaptanı Lizge Şık ise, “4 yıldır bu sporu yapıyorum. Büyük takımımız bu sene Süper Lig'e yükseldi, bu bizim için onur verici ve mutlu edici bir şey. Lige çıkacaklarını zaten planlıyorduk, çok çalışıyorlardı. Biz burada bir takım olarak değil de bir aile olarak varız. Günümün çoğu burada geçiyor, burada kalıyoruz. Burada dezavantajlı bir sürü arkadaşımız var, hocamız da onlar yardımcı oluyor” ifadelerini kullandı.