Anadolu Soruyor'un Bu Seferki Konuğu Bakan Kurtulmuş

TRT Haber'de yayınlanan 'Anadolu Soruyor' programının bu seferki konuğu Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş oldu.

Anadolu Soruyor'un Bu Seferki Konuğu Bakan Kurtulmuş
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Anadolu Yayıncılar Derneği tarafından hazırlanan ve TRT Haber ve Kanal Fırat ile birlikte 50 Anadolu kanalından ortak canlı yayınlanan “Anadolu Soruyor” programının konuğu Kültür ver Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş oldu.  Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan, Kanal Fırat Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Zeki Akbıyık ve Çay TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Yavuz Bakır’ın sorularını cevaplandıran Bakan Kurtulmuş önemli değerlendirmelerde bulundu. 

Mehmetçiğe destek vermek için Suriye sınırına giden ünlülere hakaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sert tepki veren Bakan Kurtulmuş, Açıklamaların tamamı son derece seviyesiz, yersiz, anlamsız ve rencide edicidir. Ben de oradaydım. Çok zor şartlarda arkadaşlarımız oraya gittiler. Tamamen kendi inisiyatifleriyle gittiler. Afrin mücadelesi gibi bir mücadele. Kıbrıs barış harekâtında nasıl milletimiz top yekûn bir araya geldiyse Çok benzer bir şekilde Afrin harekatında da çok sayıda hemşehrimiz bir araya geldi. Bu bizim için bir beka meselesidir. Afrin’deki mücadele sadece bir terör örgütüne karşı verilen bir mücadele değil. Türkiye’nin istiklali ve istikbaliyle ilgili bir meseledir. Aynen kurtuluş savaşı gibi 72 düvele karşı verilmiş bir mücadeledir. Bizim evlatlarımız canlarını ortaya koyarak, şehit olarak, gazi olarak bu mücadeleyi sürdürüyorlar. Son derece zor bir mücadele veriyorlar. Bu kadar büyük bir milli hassasiyetin olduğu insanların ortak bir noktada buluştuğu bir zaman diliminde sanatçı dostlarımızın bir araya gelmesi ve böyle bir inisiyatif almasından daha doğal bir şey olmaz” dedi.

CHP’nin bu tutumunu anlamakta zorlandıklarını söyleyen Bakan Numan Kurtulmuş, "Bu bir akıl tutulması, bir izam tutulması. Bir vicdan tutulmasıdır. Böyle bir noktada akla hayale gelmeyecek ağır hakaretlerle bu insanlara saldırmak, gerçekten milli menfaatlerimizin karşısında söz söylemek anlamına gelir. CHP için maalesef çok talihsiz bir kara leke olmuştur bu eleştiriler. Efendim işte şehit. Kusura bakmasınlar biz gelen bütün şehit cenazelerine gidiyoruz. Bu şehitlerimizin aileleriyle akrabalarıyla hısımlarıyla hemhal oluyoruz. Elimizden geleni yapıyoruz. Bunlar bizim vazifemiz"

Bu açıklamaların ardından CHP’nin askerin yüzüne nasıl bakacağını soran Bakan Numan Kurtulmuş, “Keşke o kafilenin içerisinde CHP’lilerde olsaydı, ana muhalefetin genel başkanı, temsilcileri bu sözü söylemekten hiç sıkılmayanlar onlarda gelip oradaki o dostluk gösterisini, dayanışma ruhunun içerisinde yer alsalardı heralde böyle şeyler söyleyemezlerdi. Bunları söyleyenler nasıl orada gidip destek verecekler. Nasıl askerlerin yüzüne bakacaklar. Siyasette millet olarak bütün farklıklarımızla ortak dil yakaladığımız çok nadir konular vardı. Bu Afrin dayanışması böyle bir nokta bu siyasetin üzerinde bir alan. Bu milli bir alan. Gerçekten anlamıyorum. CHP büyük bir yanlışlığın içerisine girmiştir. İnsan bir yanlış yapar sonra onu toparlamaya çalışırsınız ama öyle görünüyor ki yanlışı da ısrarla sürdürme niyetindeler. Bu anlamsız faydasız. Milletimiz bakımında da defterlerine kötü bir not olarak yazdıkları, kendi tarihlerine de kara leke olarak geçen anlamsız bir karşı çıkıştır” dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş ekonomiyle ilgili sorulara da cevap verdi. Ekonomideki son durumu değerlendiren Bakan Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin geçen yılki ekonomik performansı yurt dışındaki birçok uzmanlar tarafından gerçekten dikkat çekici göz kamaştırıcı olarak görüldü. 7.4 civarında bir büyüme olağan üstü yüksek bir büyümedir. Kalıcı olmasını ümit ederiz. Türkiye ekonomisinin üzerinde birtakım etkiler oluşturulması bakımında kullanılan birkaç araç var. Bunlardan birisi borsa üzerinden birisi döviz birisi ise faizi yükselterek Türkiye ekonomisinde oynamaktır. Bunlar bir şekilde Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak isteyenlerin zaman zaman başvurdukları yollardır. Hatta yakın geçmişimizde bütün bunların hepsiyle karşı karşıya kaldık. Bunların tamamının hem borsadaki dalgalanmaların, hem dövizdeki hem de faizdeki dalgalanmaların – yukarı çıkışların bunların ekonominin kendi gereklerinden kaynaklanmadığını büyük oranda bir takım spekülasyonlardan kaynaklandığını biliyoruz. Bu maalesef bunlarla oynadığınız zaman bir anda Türkiye ekonomisinin dengelerini boza bilirsiniz. Türkiye’nin borcunu artıra bilirsiniz. Bütün bunlara baktığımızda Türkiye’nin ekonomik sistemlerinden yada ekonomik dengelerinden kaynaklana bir takım dalgalanmalar değil. Bunlar bizim de gördüğümüz kadarıyla spekülatif dalgalanmalardır. Onunun için kalıcı olmayacaktır. Vatandaşlarımızın herhangi bir şekilde telaşa kapılmaması bakımında söylüyorum çok yakın geçmişimizde dövizin çok yükseldiğini sonra belli seviyelere indiğini gördük. Mühim olan bütün bunların içerisinde bizim üretim kabiliyetimizi artırmamızdır. Yani üreten bir ekonomi olmalı. Dünya piyasalarına ne satıyorsunuz. Hangi mallarınız var. Hangi hizmetleriniz var. Türkiye bu anlamda önemli atılımlar yapmaya çalışıyor. Türkiye üretim gücünü artırdıkça ekonomideki rekabet gücünü artıracak. Birtakım spekülatiflerin Türkiye ekonomisi üzerine bir etkisi olmayacak.

 
Haber Kaynağı: elazigsonhaber