"Elazığ Afet Bölgesi İlan Edilsin"

Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Asilhan Arslan, Elazığ Ticaret Borsası Mehmet Ali Dumandağ, Elazığ Esnaf ve San. Odaları Birliği Başkanı Cemil Erdem, Elazığ Esnaf ve Kefalet Kredi Kooperatif Başkanı Fikret Çelik, Elazığ Sivil Toplum Platformu Dönem Sözcüsü Servet Yaşar Özdemir, deprem sonrası Elazığ için ilgili kurumlardan beklenti ve isteklerini yayımladı.

&quotElazığ Afet Bölgesi İlan Edilsin"
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Asilhan Arslan, "Aldığımız verilere göre ciddi anlamda  ekonomik daralmayla karşı karşıya kalacağız. Bunu giderme adına kesinlikle ve kesinlikle Elazığ'ın Afet bölgesi ilan edilmesi kaçınılmazdır." dedi.

Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Asilhan Arslan, Elazığ Ticaret Borsası Mehmet Ali Dumandağ, Elazığ Esnaf ve San. Odaları Birliği Başkanı Cemil Erdem, Elazığ Esnaf ve Kefalet Kredi Kooperatif Başkanı Fikret Çelik, Elazığ Sivil Toplum Platformu Dönem Sözcüsü Servet Yaşar Özdemir, iş dünyasına talep ve isteklerini sundu.                         

DEPREM CİDDİ HASAR BIRAKTI

Esnaf ve Sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerinin katımıyla basın toplantısı düzenleyen Elazığ TSO Başkanı Asilhan Arslan, depremin Elazığ'da çok ciddi hasar bıraktığını vurgulayarak,  "Sıkıntılı bina stokumuzun yüzde 70'e yakını ağır hasarlı pozisyonda. Orta ve az hasarlılar var. Şuanda Elazığ'da insanlar, ailelerini barındıracak yerleri oluşturmanın derdinde. Kimse binasına giremiyor. Bizim öngörümüz 50 ila 100 Bin kişi arasında vatandaşımız şuanda barınma problemi yaşıyor. Herkes bir şekilde akrabalarının yanında hayatını sürdürmeye çalışıyor. Ama bu nereye kadar böyle devam edecek. Devletimizin tüm kurumları, okullar, camiler, spor salonları vatandaşlarımıza açık." dedi

Başkan Arslan şöyle konuştu:

"Çevre ve Şehircilik bakanlığı yeni mahalleler, yeni yaşam alanları, yeni köy merkezleri oluşturma adına faaliyet yürütecekler. Bunlar çok değerli. Biz bunların takipçisi olacağız. Artık Elazığ'ın bu saatten sonra, ötelemeye ihmal etmeye kesinlikle tahammülü yok. Çok ağır bir felaket ve bundan sonra olabilecek felaketlerle karşı karşıyayız. Elazığ'da korkunç derecede deprem riski var. Biz burada Elazığ'ı yöneten insanlar olarak buradaki sorunları görmezden gelemeyiz. Yaraları sarabilme adına çözüm önerileri hazırladık. Bu önerilerimizi ilgili kurumlara ve Cumhurbaşkanlığımıza iletmek adına harekete geçtik.  İş dünyasının ve Elazığ halkının taleplerini yetkili mercilere ileteceğiz. Taleplerin yerine gelmesi noktasında tüm mücadelemizi vereceğiz."

"12 BAŞLIK ALTINDA BİRÇOK KURUMUMUZDAN TALEPLERİMİZ OLACAK"

"Van depremini yakın zamanda yaşadık. Van depreminde ekonominin, sosyo ekonominin, demografik yapının nasıl olumsuz etkilendiğini çok yakın müşahede ettik. Bu bize çok büyük ders verdi. Biz Elazığmızın bu kadar olumsuz etkilenmesini istemiyoruz. Orada yapılan hataların ve eksikliklerin Elazığ'da da yapılmasını istemiyoruz. "

MÜCBİR SEBEP YETERLİ DEĞİL

Şehrin içinde 150 0yakın binanın yıkılmasından bahsediyorken mücbir sebep ilan edilen bölgemiz mağdur edilecektir. Bir kere mücbir sebep Elazığ'daki olumsuzların giderilmesi için yeterli değildir. Elazığımızın hızlı bir şekilde afet bölgesi ilan bölgesi ilan edilmesini Sayın Cumhurbaşkanımızdan talep ediyoruz. 100 Bin kişiye yakın insan barınma problemi yaşayacak ve bunlar yerleşim alanlarına bir şekliyle hayatlarını idame etmek için barınma problemini çözmeye çalışırken bir yandan da ticari faaliyetlerini yürütecek. Şehrin tüm ekonomisi bundan olumsuz etkilenecek."

"CİDDİ ANLAMDA  EKONOMİK DARALMAYLA KARŞI KARŞIYA KALACAĞIZ"

"Psikolojik, sosyal boyutlarını bırakın, ekonomik olarak ciddi anlamda etkilenecek. Zaten bir ekonomik sıkışıklıktan yeni çıkmak üzeriyiz. 2020 yılını bir toparlanma dönemi olarak görüyorduk. bu deprem bize bu toparlanma yılını maalesef bir yıl daha öteledi. Eğer afet bölgesi ilan etmezsek bu çok daha uzun zaman alacak. Bunu yaptığımız tüm hesaplamalarda çok net görüyoruz. Sahadaki tüm aldığımız verilerle çok net şekilde görüyoruz. Aldığımız verilere göre ciddi anlamda  ekonomik daralmayla karşı karşıya kalacağız. Bunu giderme adına kesinlikle ve kesinlikle Elazığ'ın Afet bölgesi ilan edilmesi kaçınılmazdır. Bunu Sayın cumhurbaşkanımıza iletip, talep etme adına ilgili yazımızı yazdık." 

İŞTE O TALEPLER; 

1-ELAZIĞ’IN AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMESİ

24 Ocak 2020 tarihinde Elazığ Sivrice ilçesi merkezli 6,8 şiddetinde bir deprem meydana gelmiş ve başta ülkemiz olmak üzere çok geniş bir coğrafyada etkileri hissedilen Deprem Elazığ ve Malatya’da can ve mal kayıplarına neden olmuştur.

Yaşanan bu felaketin ardından, Hazine ve Maliye Bakanlığı, depremle sarsılan Elazığ ve Malatya’da vergi kanunu uygulaması bakımından 3 ay süreyle MÜCBİR SEBEP HALİ ilan etmiştir.

24 Ocak 2020 tarihinden itibaren 3 ay süreyle Vergi Usul Kanunu uyarınca; verilmesi gereken vergi beyannameleri ve bildirimlerin verilme süreleri, bu beyanname ve bildirimler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri, deprem tarihinden önce tahakkuk etmiş ödeme süresi mücbir sebep hali ilan edilen süreye rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizinin ödeme süresi ile motorlu taşıtlar vergisi taksit ödeme sürelerinin uzatıldığı açıklanmıştır.

Mücbir Sebep Hali, Elazığ ve Malatya’da deprem nedeniyle mağdur olan başta işletmeler olmak üzere tüm vatandaşlarımız açısından önemli bir destek ve hizmet olmuştur.

Ancak Elazığ ve Malatya illerinin yaşamış olduğu bu ağır felaketin yaralarının sarılması ve başta işletmelerimizin ve tüm halkımızın geleceğe güvenle bakabilmeleri açısından Elazığ ve Malatya İllerinin AFET BÖLGESİ olarak ilan edilmesi yaşamış olduğumuz süreç içerisinde zaruret haline gelmiştir.

7269 Sayılı Kanuna göre, Afet Bölgeleri bir yerde her an deprem, toprak kayması, sel, yangın, kaya düşmesi ve çığ gibi doğal olayların gerçekleşebileceğini göstermektedir. Bir bölgenin afet bölgesi olarak ilan edilebilmesi için bazı şartları sağlaması gerektiği yine ilgili yasada belirlenmiş olup;

Doğal afetler sebebiyle yıkılması ve onarımı mümkün olmayacak şekilde hasar alan yapılar ile;

-Afet dolayısıyla ölü, yaralıların olması,

-Tarım ürünlerinin zarar görmesi,

-Yol, su, elektrik gibi tesislerin kullanılamaz hale gelmesi,

-Ulaşımın zor olması, o yerin afet bölgesi ilan edilebilmesi için gereken şartlardandır.

Dolayısı ile; Afet Bölgelerinin ilanında afetin gücü ve genişliği, can ve mal kayıpları, altyapı hasarları ve bölgenin ekonomik açıdan aldığı zararlar gibi sonuçlar değerlendirilmekte, Afete uğramış ya da uğrayabilecek bölgenin büyüklüğü, hasar gören bina sayısı, hasarlı binaların genel hayat üzerindeki sosyal ve ekonomik etkisi, hayat düzenindeki aksaklıklar ve kamuoyu tepkisi gibi çeşitli unsurlar göz önünde bulundurulmaktadır.

Bir bölgenin Afet Bölgesi olarak ilan edilebilmesi için ilgili yasalarda belirtilen tüm şartlar Elazığ ve Malatya İllerimizde maalesef fazlasıyla oluşmuş durumdadır. Yaşanan deprem felaketinin ardından hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 27 Ocak 2020 itibarı ile 41 kişi, yaralı sayımız ise maalesef binin üzerindedir. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğümüz tarafından depremden sonraki iki günlük sürede yapılan saha taramalarında ise Elazığ ve Malatya’daki Yıkık, Ağır Hasarlı, Hasarlı ve Onarılamaz durumdaki bina sayısı yaklaşık 5 bin olarak belirlenmiştir.

Dolayısı ile çadırlarda, kamu kurumlarında, yakınlarının yanında, konteynırlarda veya kendi imkanları ile oluşturdukları alanlarda yaşayan aile sayısı 100 binin üzerindedir. Bu büyük nüfus kitlesinin tümü risk altında yaşamaktadır. Hayatları zorlaştığı gibi her iki ildeki tüm ekonomik ve ticari hayat ta olumsuz şekilde etkilenmiştir. İleriki günlerde ise domino etkisi ile bölge insanının tümü bu olumsuzluklar ile karşı karşıya kalacaktır.

Bu ağır tablo karşısında; Elazığ ve Malatya İllerimizin Afet Bölgesi olarak ilan edilmesi hususunu, Sivil Toplum kuruluşları olarak çok değerli takdirlerinize saygılarımızla arz ederiz.

2-FİNANS KURULUŞLARINDAN TALEPLER

Yaşanan depremle bir faciadan kıl payı kurtulduğumuzu kabul etmeliyiz ancak Elâzığ ve Malatya insanının vakur duruşunun bir ihtiyacımız olmadığı anlamına gelmediğini unutmamalıyız. Depremin olumsuz psikolojik etkisi halkımız üzerinde hâlâ tüm şiddeti ile devam etmektedir. Ağır hasarlı olup yıkılmayan binalara an itibarı ile girilememekte, insanımız -15 dereceleri bulan soğukta çadırlarda, parklarda, arabalarda veya yakınlarının misafiri olarak barınma ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar. Dolayısıyla depremin olağan hayat akışına olan olumsuz etkilerini iliklerimize kadar hissetmekteyiz.

Milletimizin maddi ve manevi olarak yanımızda olduğunu görmek bizleri çok mutlu etmekle beraber en azından depremin olumsuz etkilerini üzerimizden atıncaya kadar, finans kuruluşlarının da elini taşın altına koyması ve yardımcı olmasını bekliyoruz.

Zira, bireysel ve ticari ihtiyaçlarımız için yıllardır yanımızda olan finans kuruluşlarının, bu zorlu süreçte de yanımızda olmasını bekliyor taleplerimizi aşağıdaki şekilde sıralıyoruz:

1-Ticari, Sınai, Zirai ve Bireysel, KOBİ, Ciro, aktif büyüklük vb. ayrımı yapılmadan mevcut tüm kredilerin en az 1 yıllık süre ile ödemelerinin durdurulması veya karşılıklı mutabık kalınarak indirimli oranlar üzerinden ödemesiz dönemli olarak yapılandırılması. (Dönem sonu devre faizleri de dahil) Emekli, öğrenci, işsiz olanların borçlarının bir kısmı ya da tamamının terkin edilmesi

2-Özellikle konut güçlendirme, hasarların onarım, tadilat, hasar gören temel ev eşyalarının (Buzdolabı, Çamaşır Makinası vb.) yenilenmesi gibi maliyetlerin finansmanında 0 faizli-fatura mukabili alışveriş kredilerinin verilebilmesi. (Bu konuda büyük üretici kuruluşlarla maliyetin bölüşülmesi için görüşmeler yapılması.

3-Tarım ve hayvancılıkla ilgili olarak verilmiş olan kredilerin ödemelerinin aynı şekilde en az 1 yıllık süreyle ertelenmesi ve bu firmaların yem, gübre vb. ana tedarikleri için aynı şekilde satıcı büyük üreticilerle maliyetin paylaşılarak faturalı alışveriş kredilerinin yaygınlaştırılması. Ayrıca finans kuruluşları aracılığı ile tarım ve hayvancılık sektörüne sıfır faizli, bir yıl geri ödemesiz, toplam 36 ay vadeli kredi olanağının sağlanmasını talep ediyoruz.

4- Van depremi sonrasında bölgede kullanılan krediler için yaklaşık 1,5 milyar TL’lik bir erteleme sağlanmıştı. Bu destekten Elazığ ve Malatya illerinin de faydalanması kamuoyunun beklentisi haline gelmiştir.

Bu ve benzeri konularda Finans kuruluşlarının olumlu adım atmaması, milletimizin uzun vadede daha güç duruma düşeceği, finans kuruluşlarının tahsil kabiliyetinin azalacağı, teminatların değersizleşeceği ve mali tablolarında daha büyük olumsuzluklara yol açacağını öngörüyor bu adımların atılmasının önemini vurguluyoruz.

3-ESNAF KEFALET LİMİTLERİNİN ARTIRILMASI

Şehrimizdeki küçük esnafı ilgilendiren önemli konulardan biri de hasarlı yapılar ve hammadde konusudur. Yaşanan depremde küçük esnaflarımız, ham madde zayiatı ve fiziki mekanlarında hasarlar yaşamış olup, küçük esnafımızla ilgili bir destek paketi açıklanmaması durumunda, küçük esnaf bir süre sonra bitme noktasına gelecektir.

Depremden hasar gören iş yerlerinin, bina hasarı ve emtia kayıplarının, beyan esas alınarak karşılanmasını talep ediyoruz.

4-TOBB NEFES KREDİSİ

Daha önce uygulanan nefes ve destek kredisi benzeri bir modelin kurgulanarak, ilimizde meydana gelen deprem nedeniyle, oluşan ve oluşabilecek ekonomik sıkıntıların yaşanmaması adına üyelerimize ait işyerlerinde hasarların giderilmesi için TOBB tarafından kaynak aktarılarak üyelerimize kullandırılmasını talep etmekteyiz.

5-KOSGEB DESTEKLERİ

KOBİ statüsündeki işletmelere verilecek kredi limitinin, depremden hasar gören ya da görmeyen tüm üyeler için geçerli olmak üzere ön şart aranmaksızın, 400.000 TL olması, geri ödemelerinin 1 yıl ödemesiz, toplam 36 ay 0 faizle gerçekleştirilmesi, teminatlar konusunda KOSGEB’in öz kaynakları ile verilen kredilerin teminatsız olmasını talep ediyoruz.

6-KGF KEFALETLERİ

KGF A.Ş. Kefaleti ile verilen kredilerin ( Bankalar ve KOSGEB) vadelerinin 1 yıl süre ile ertelenmesi ve yeni kefalet limitlerinin tahsis edilmesini, yeni kefalet limitleri tahsis edilirken esnek davranılmasını talep ediyoruz.
 

7-HASARLI YAPILAR (KENTSEL DÖNÜŞÜM VE YAPI STOKUNUN YENİLENMESİ)

Elazığ İli Sivrice ilçesi merkezli meydana gelen 6.8 şiddetindeki deprem sonrası hasar gören veya yıkılan binalarda yapılan çalışmalarda 2000 yılından önceki binalar ile günümüz teknoloji ile yapım kurallarına uygunluğu anlamında yapılan binalar arasındaki farklılıklar şunlardır:

MEVCUT ESKİ YAPILAR (2000 yılından önce yapılmış 1975 yılı yönetmeliğine göre yapılan binalar)

YENİ YAPILAR(2018 deprem yönetmeliği ile yapılan binalarda)

Binalarda yapım aşamasında S220 N/mm2 olan düz demir kullanılmıştır.

Yeni yapılan binalarda S420 N/mm2 olan nervürlü demir kullanılması (Yaklaşık iki kat fark bulunmakta)

Binalarda yapım aşamasında 1m2/ 15 kg kullanılması

Yeni yapılan binalarda 1m2/ 40 kg veya 45 kg (Yaklaşık 3 kat fark bulunmakta)

C14 olarak Proje değeri ve elle döküldüğü için binadan numune alıp yapılan test sonrası ancak değerlendirilebilir.

Yeni Yapılarda C25 ve üstü değerler olmakta ve bu yapılar hazır beton olarak imal edilmesi ve her beton dökümünde numune alınarak testlerinin yapılıyor olması bina tasarım sonuçlarına uyulması

Projeler 1975 yönetmeliğine göre yapıldığı için binaların depremsel hesaplamaları yeteri kadar dikkate alınmamış ve deprem perdeleri de bugünkü standartlara uygun değildir.

Günümüzde bu projeler bilgisayar sistemleri ile hesaplanmakta, yapının bütünü deprem yükleri göz önünde bulundurularak deformasyonları hesaplanıp ona göre tasarlanmaktadır.

Zemin taşıma değerleri ve deprem dalgasını iletkenliği (Jeoloji ve Jeofizik) çalışmaları yetersiz olup daha çok gözlemsel tespitlerle tasarım değerleri yapılmıştır.

Günümüzde bu çalışmalar AFAD’ın deprem haritası ile binaların fay hattına uzaklığı ve sondaj sonrası numunelerin laboratuvarlarda taşıma kapasitesi ölçülüp ve jeofizik olarak ses dalgası ile zemin iletim oranları sonucu hesaplamalar yapılmaktadır.

Karşılaştırmalı tabloda anlaşılacağı üzere, 2000 yılından önce yapılan binalarla sonrasındaki yapılar arasında taşıma kapasiteleri ve deprem dayanımları anlamında ciddi farklar bulunmaktadır. İlimizin yapı stoğunun %60-%70’lik kısmı 2000 yılı öncesine ait olup acilen kentsel dönüşüm ile yenilenmesi gerekmektedir.

  1. Deprem sonrası binalarda yapılan hasar tespit ve oturulabilirlik kararları alan görevli ve yetkililer her hangi bir ölçüm cihazı kullanmadan sadece gözlemsel olarak bu işlemi gerçekleştirmektedir.
  2. Yapılan çalışmada zemin katta dükkan olan binalarda ters tavan ve kolon kaplaması olan işyerlerindeki bu kaplamaların kesinlikle açılması ve incelenmesi gerekmektedir.
  3. Bina hasar tespiti için İlgili personellerin konuya daha uzmanlıkla bakmaları ve düşey taşıyıcı elemanlarda oluşan çatlakların sıvaları kazılarak hassasiyet gösterilmeli aksi takdirde zarar görmüş binalarda Van depreminde yaşadığımız gibi şiddetli oluşabilecek artçı depremlerde yeni can kayıplarının olması kaçınılmazdır.
  4. 2000 yılı öncesi yapılan eski binaların betondan numune alınarak demir tespiti yapılıp hasarlı durumları önemsenmeden olumsuz binaların acil bir şekilde kentsel dönüşüm kapsamında yenilenmesi ve bunu hazineye ait imar ve iskan içerisindeki taşınmaz alanlarda hazine, belediye özel idare köy tüzel kişiliklerine ait olan alanlarda yeni binaların yapılarak afetlerde can kayıpları yaşanmasının önüne geçilmelidir.
  5. Bu süreçte deprem nedeni ile evlerini değiştirmek zorunda olan bireylerin, kentsel dönüşüm projelerinden ev satın alıyormuş gibi tapu muameleleri ve vergilerinden muaf tutulmalarını,
  6. Deprem sonrası, Elazığ ili merkezi ve kırsalında kentsel ve köysel dönüşüm faaliyetlerinin, modern çağın gereksinimlerini karşılayacak şekilde yerine getirilmesini talep ediyoruz.

8-HASARLI YAPILARIN TESPİTİNDE ELAZIĞ TİCARET VE SANAYİ ODASININ KURDUĞU TEKNİK EKİBE YETKİ VERİLMESİ

İlimizde yaşanan deprem sonrası hasar tespit çalışmaları için AFAD tarafından oluşturulan ekiplerin iş yoğunluğu ve önceliğini konutlara vermesi sebebi ile işyerlerindeki hasarların acilen tespit edilebilmesi amacı ile kurduğumuz ekibe yetki verilmesini talep ediyoruz.

9-İŞKUR-SGK-BAĞKUR TALEPLERİ

1-Öncelikle işsizlik ödeneğinden faydalananların ödeneklerinin bitim tarihinden itibaren 12 ay uzatılması, zaten işini kaybetmiş, çalışmayacak durumda olanların bir de deprem nedeni ile altından kalkılmayacak zararları yaşamaması adına önemli bir fayda sağlayacağını düşünüyoruz.

2-İşbaşı eğitimi, mesleki eğitim kursları ve MEGİP projelerini sektör farkı gözetmeden 12 ay olarak uygulanmasını talep ediyoruz.

3- Elazığ ve Malatya illerinde meydana gelen deprem felaketinin zorlayıcı sebepler arasında olduğu bilgisinin verilmesi ve kısa çalışma ödeneğinin daha geniş tabana yayılabilmesi için gerekli esnekliğin sağlanmasını ve taleplerin hızlıca sonuçlandırılmasını istiyoruz. Ayrıca kanunda geçen Cumhurbaşkanı Kararı ile 6 aya kadar uzatılabilir ibaresinin tatbik edilmesini, Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere ilgili kurumlardan talep ediyoruz.

4- İlimizde faaliyet gösteren işletmelere, SGK ve Bağ-Kur prim muafiyetinin tanınması ve stopaj istisnasının getirilmesini talep ediyoruz.

5- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca Elazığ-Malatya depreminin ardından, vatandaşlarımızın yaralarının sarılmasına yönelik olarak, depremde hayatını kaybedenlerin, eş ve çocuklarına ölüm aylığı, sakat kalanlara ise malullük aylığı bağlanmasını talep ediyoruz.

10-DASK VE SİGORTA ŞİRKETLERİNDEN TALEPLER

DASK sosyal sorumluluk projesi olarak kurulmuş bir kuruluş olmakla beraber ülkemiz genelinde birçok sosyal sorumluluk projesine de başarı ile imza atmış ve yaşanan afetlerde öncü pozisyonda yer almış olup bugün itibarıyla yaşanan bir afet durumunda 20 milyar TL ödeme gücüne sahiptir. DASK’ın öncelikli görevi yaşanan afetler sonrasında vatandaşın afetin kötü sonuçlarından en kısa sürede kurtulmasını sağlamaktır. Bu bağlamda ilimizde yaşanan deprem felaketinin sonrasında DASK Sigorta uygulamalarına kaydı olup olmamasına bakılmaksızın, depremden hasar gören konut ve işyerlerine DASK bütçesinden kaynak aktarılarak, depremin yıkıcı etkisinin bir an önce giderilmesini talep ediyoruz.

11-DOĞALGAZ VE ELEKTRİK-İLETİŞİM

İlimizde yaşanan deprem sonrası iş dünyamızın yaşadığı durağanlık had safhaya ulaşmış olup, bu duruma bir de enerji yükünün yüklenmesi esnafımızı iyice zor durumda bırakmaktadır. Bu sebeple, doğalgaz ve elektrik başta olmak üzere, telekomünikasyon, iletişim ödemelerinin 3 ay süre ile ertelenmesini ve deprem nedeni ile açık alanlarda ve çadırlarda yaşayan vatandaşlarımız için, ücretsiz iletişim ve telekomünikasyon hizmetlerinin sağlanmasını talep ediyoruz.

12-TARIM VE HAYVANCILIK DESTEKLERİ

TKDK tarafından depremden zarar gören Elazığ ve Malatya illerine özel, ek çağrılarla, tarım ve hayvancılık sektöründe faaliyet gösteren işletmelere, büyük ve küçük baş hayvan, kanatlı ve su ürünleri, yem, ilaç, barınma, onarım gibi ana başlıklarda destekler sağlanması, sektör temsilcilerinin devam eden banka ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borç ve kredi ödemelerinin ertelenmesini talep ediyoruz.