Cılk Ettiler

Daha önce bir kaç yazım çıkmıştı gazetede ve sosyal medyada.

Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastahanesinin, Rönesans Firmasının özel hastahanesine dönüşmesi hakkında çıkan yazılarımda.

Rönesans firması ile yapılan sözleşme ve bu sözleşme ile elde edilen ballı kaymaklı kazancı, daha açıkçası Devletin uğradığı zararları anlatmıştım.

Bir diğer yazı ise, Eğitim ve Araştırma Hastahanesinin terk edilen yeri içindi.

Devlet sözleşme yapmış, Firma ballı kaymaklı bir işe çökmüş, bunları yazıyoruz,daha sonra gerek görür isek tekrar detaylı bir şekilde  yazarız, yazarız ve sadece yazdığımız ile kalırız, her zamanki gibi, acı gerçeği bilerek.

Gelelim Eğitim Araştırması hastahanesinin terk edilmiş Kampüsüne.

Hastahane boşaltıldıktan sonra, gerek şehrin tümü, gerekse yakın dört mahalle ve Çevre esnafların mağdur olması ile oluşan tepkiler, yetkililer tarafından çeşitli vaatler ile yumuşatılmaya çalışıldı.

Boş kampüs için, önce Kemik hastahanesi, daha sonra ikinci kademe sağlık hizmeti yapacak hastahane, en  sonunda da Onkoloji hastahanesi ve Eğitim Kampüsü gibi, proje vaatleri ardı ardına sıralandı.

Sağlık ile ilgili projelerin yapılmasının mümkün olamayacağını bildiğimiz için her seferinde tebessüm ederek izlememizi sürdürdük

Son proje olan Eğitim Kampüsü ile umutlandık, nihayet aklı başında bir teklif ile çıktılar diye sevindik.

Tabi bu arada, yerleşke için tasarruf hakkını bir şekilde elinde bulunduran Rönesans firması bu işe razı olur ve yapıp devlete devretme, veyahutta kiralama şeklinde bir karara varır ise Elazığ ciddi şekilde derslik sorunu ile karşı karşıya olduğu için bu sıkıntı bir nebze de olsa hafifleyecek diye umutlarımız ve sevincimiz devam etti.

Derslik sıkıntısı diyoruz, evet derslik sıkıntısı, Elazığ da ciddi bir sorun, 4+4+4 sistemi ile devam eden öğrenciler, bu yıl önceki  mezuniyet sistemine  oranla iki misli bir mezuniyet rakamı ile Liseye geçiş için ter döküyor ve mezun olacaklar.

Fakat, derslik sayısında artış olmadığı için bu çocuklar, ya olması gereken 35 kişilik sınıflar yerine, 70 kişilik tıka basa doldurulmuş sınıflara yerleştirilecek veyahutta kendilerine çevre illerde veya ilçelerde okul aramak zorunda kalacaklar.

Hastahane yerleşkesi eğitim kampüsüne dönüştürülse idi, bir nebze de olsa rahatlama sağlanacak ve atıl durumda bekleyen o geniş alan değerlendirilmiş olacaktı.

Şu an da yetkililer tarafından yapılan açıklama ile bu umutlar suya düşmüş durumda.

Evet yerleşke, eğitim kampüsü olmayacakmış, akıbeti belli olmayan bir şekilde bekleyecekmiş.

Bu kararsız ve tutarsız açıklamalardan sonra aklımıza kararsız, tutarsız ve sabırsız, Tavuk hikayesi hemen takılıverdi.

Tavuğun biri bir gün, bir yumurtayı civciv yapmaya karar verir.

Başlar yumurtanın üstünde oturmaya,

Bu arada muzır bir sinek tavuğa musallat olur.

Tavuk, yumurta nasıl olsa atımda duruyor diye, bir hamle yapar ve sineği avlamaya çalışır.

Bu arada yumurta sıcaklığını kaybeder.

Muzır sinek ile kararsız  tavuk arasındaki kovalamaca devem eder.

Yumurta bir sıcak, bir soğuk derken, ne yumurta olarak kalır ne de civciv olur.

Yumurta artık CILK olmuştur.

Yerel yöneticilerimiz, tıpkı sabırsız, tutarsız ve kararsız tavuk gibi, plansız, programsız kararsız bir şekilde davranmaya devam ediyor.

O çok amaçlı kullanılabilecek bu boş yerleşke artık bundan sonra CILK olmuştur.

Tebrikler yerel yöneticilerimiz, tebrikler, hiç değilse bir işi başardınız, önemli ve gerekli bir alanı ve projeyi CILK ettiniz.

Yazarın Diğer Yazıları