İki Bahçe

Sıkıntılı işler hep beni buluyor.

Ne yapalım, bir sefer adımız çıkmış, nerede bir problem olsa, telefonlar, mesajlar, görmedin mi, duymadın mı Abi, niye yazmıyorsunuz, niye, niye, niye...

E, Valla duyduğumuzu, gördüğümüzü yazıyoruz, imkan bulabilirsek yetkililere iletmeye çalışıyoruz.

Yine yazalım, ne işe yarayacak ise.

Birinci Bahçemiz...

İnşaatına başlanıldığında yazmıştım rezaleti, tekrar etmekte fayda yok, Konağın, başlarken ayağı kaymıştı, kayarken kimse tutmaya cesaret edememiş, Vali beyi kızdırmak istememişti. 

Kocaman Konak, kayıp caddeye bindirmiş, bereket versin kaldırıma dayanıp, kocaman caddeyi işgal etmemişti. buna da şükür diyerek meseleyi kapatmıştık.

En nihayetinde bitti, Vali beyin makam odası dışında beğenilmiş olacak ki, ilgili birimler tarafından yapımcı firmadan teslim alındı.

Geçenlerde Nüfus Müdürlüğüne gitmiştim, çıkışta koluma iki arkadaş girdi, gel seni bu çıktığın konağın bahçesini gezdirelim dediler.

Gezdik, Kurumuş ağaçları, çimleri, suya hasret, yağdır mevlam su şarkısını söyleyen, dudakları çatlak süs havuzlarını, gurur ve huşu içinde gözlemledik.

Tam o muhteşem bahçeye veda ederken, arkadaş binayı işaret ederek şuraya da bak dedi, işaret ettiği yere baktım, Kocaman harfler ile Elazığ Valiliği yazıyordu, E, ne var bunda Muhtarlık yazacak değil ya dedim asabi bir şekilde.

Dikkatli bak, dikkatli deyince Valilik Yazısının üstünde sonradan çakıldığı her halinden belli T.C ibaresini gördüm, yine kızgın bir şekilde siz de her şeyin altında buzağı aramayın, ne var bunda unutmuşlar T.C. yi, sonradan çakmışlar diyerek, iki arkadaşın elinden canımı kurtardım.

İkinci Bahçemiz...

Acı bir gündü, Bombalı araç patladığında, Torunum Yağmur, Emniyet Müdürlüğü yakınında bulunan bir etüt merkezinde idi, Oraya nasıl gittiğimi hatırlamak bile istemiyorum, Torunum Yağmur'un şok hali halen gözlerimin önünde.

Emniyet Müdürlüğünün yıkılan yerleşkesinden arta kalan  arsa üzerine Millet Bahçesi inşa ediliyor, Proje sorumlusu kim bilmiyorum, muhtemelen TOKİ veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığıdır.

Üşenmeden tebdili kıyafet edip, kafamdan hiç çıkarmadığım şapkanın altına güneş gözlüklerimi kuşanıp, inşaatı devam eden Millet bahçesini görmeye gittim.

Tebdili kıyafet dedik, yanlış anlaşılmasın, adımız çıkmış ya bir kere, tanıyan biri çıkar da, bu yine ne işler çeviriyor diye, yetkili makamlara gammazlamasın, başıma iş açılmasın diye mecburen kendimi kamufle ettim.

O geniş arsa, zemine serilen beton kütleler ile Milletin hizmetine hazır hale getiriliyordu, yetişkin ağaçların bir bölümü sökülmüş, kalanları ise ya kurumuş, yada kurumaya yüz tutmuştu.

Proje sahipleri, nasıl bir bahçe tasarladı bilmiyorum, bitince göreceğiz. ama şimdiden söyleyelim, bizim evin balkonu, Millet Bahçesinden daha yeşil olacak.

Ağaçsız,çimensiz, topraksız bir bahçe.

Yine yazdım, yazmaya devam edeceğim.

Ben, yazdıklarımın etkisinin olmadığını, olamayacağını biliyorum.

Buradan şunu söylemek isterim, Proje bitecek, muhtemelen Millet tarafından kabul görmeyen projelerden biri olarak bitecek.

Millet, bahçesini zamanla bildiği bahçelerden, o yeşil, o toprak kokan, o ağaçlar ile bezeli bir bahçeye çevirir.

Millet, nice çorak topraklara hayat vermedi ki, millet yeşili ve toprağı seven bir millet, O garip projeyi de, zaman içinde revize eder.

Ama, o kupkuru, o beton gibi kafalar ile projeler üreten, proje sahiplerinden de zamanla hesap sorar.

Yazarın Diğer Yazıları