İtiraflar

Kabine toplantısı.

İran ve benzeri, dinci ve cemaat tipi devlet yapılanmaları, ABD için tehlike oluşturamaz.

Bu tip devletlerde, rejim değişikliği istemiyoruz.
Bu tip devletler, Nükleer silah yapamaz ve temin edemez.
Balistik füze test edemez.

Bu tip devletlerin eğitim sistemi ve gelecekleri bizim kontrolümüz altındadır ve daima olacaktır.

Bu hakimiyeti devam ettirmek için, ülkeleri bölmek, parçalamak ve yeniden dizayn etmek hedefimiz var.

Bu hedefe kısmen ulaştık ve tamamlanacaktır.

Kontrolümüz altındaki devletler bir birleri ile savaşıp galip gelemezler, ancak çok veya az zarar görürler, bu savaşların galibi olamaz ve olmamalıdır.

Biz doğrudan savaşları artık yapmıyoruz.

Biz artık, örgütler kurarak ve destekleyerek, din, mezhep ve etnik ayrılıkları kaşıyarak, anlaşmalı düşmanlıklar yaratıp vekalet savaşları yapıyoruz.

Evet, bu sözler ABD de kabine toplantısın da Donald TRUMP tarafından kabine üyelerine söyleniyor.

Biz bunları zaten biliyorduk denilebilir, hatırlatmakta fayda var düşüncesi ile tekrar edelim dedik.

Tekrar ederken şunu da hatırlatalım, Dünya tek kutuplu bir dünya.

Rusya ve Çin bir güç olarak görünse bile, bu tek kutuplu dünyanın sadece bir parçası.

Küresel sermaye, ucuz iç gücü var diye, yıllardır Çine akıl almaz boyutta sermaye akışı sağlıyor.

Rusya dünyanın en iyi piyade silahı olan AK-4 yani KALEŞİNKOF silahının üretimini ABD de yaptırıyor.

Ha keza, Uzay program ve araştırmaları birlikte planlanıyor.

Nükleer silah ve Balistik füzelerin denetim ve kullanımına birlikte karar veriyorlar.

Bunları niye yazdım.

S-400 herkes gibi beni de heyecanlandırdı.

Acaba dedim, acaba en azından savunma konusunda ABD ve NATO dan bağımsız mı oluyoruz diye umutlandık.

Umarız bu umudumuz gerçekleşir.Temennimiz bu yönde.

Ama, Dünya gerçeği de, TRUMP'un ağzından çıkan sözler gibi, bizim her fırsatta söylediğimiz gibi.

Yılgınlık yazısı değil bu yazı.

Bu Ülke topraklarında yaşayan insanlar, daha kötü şartlar altında bile yılgınlığa düşmedi, düşmeyecek.

Bu Ülke insanı, çok daha kötü şartlar altında bile Türkiye Cumhuriyeti Devletini tam bağımsız bir şekilde kurmayı başardı.

1946 ya kadar, bağımsızlıktan taviz vermedi,

Bu tarihte Ülkeye sokulan bir Virüs ile, Ülke ABD ve Nato eksenli bağımlı bir Ülkeye dönüştü, bu bağımlılık maalesef devam ediyor.

Yakın tarihte yaşanan olaylar ve devam eden yeni gelişmeler, aynen Trumpun söylediği gibi.

Sadece İran değil tabi Trumpun kast ettiği ülke, bunu bölge ülkeleri ve kendimiz için de düşünmek zorundayız.

Yılgınlık yakışmaz dedik bu Ülkeye, evet yakışmaz, bu açmazdan kurtulmak çok basit.

Sadece ve sadece, ATATÜRK düşüncesine, Kuruluş ilkelerine geri dönmek ve dört elle sarılmak gerekiyor.

Sadece ve sadece Kuvva-i Milliye Ruhuna tekrar sarılmaktan geçiyor tam bağımsızlık.

Etnik ayrımcı hedefler ve Siyasallaşmış İslami arayış ve yönetimler bu ülkeni felaketi olur.

Umarız bu Dünya gerçeği ve Emperyalist Projeler, Tepedeki büyüklerimiz tarafından da görülüyordur.

Yazarın Diğer Yazıları