Toplumda meydana gelen çeşitli gelişmelerin aile üzerinde pozitif etkileri olduğu gibi zaman zaman negatif etkileri de söz konusu olmaktadır. Bu etkilerin en başında ise ailenin temeli olan evlilik birliğini sonlandıran boşanmaların artması gelmektedir.
Eşler artık evlilik birliğini devam ettiremeyeceği noktaya vardıklarında doğal olarak boşanma kararı almaktadırlar. Bunun sonucunda da maalesef pek çok kişi bu konuda gerekli hukuki yardımı almadan hareket etmektedir. Hal böyle olunca telafisi olmayan hak kayıplarının yaşanması kaçınılmaz bir hal almaktadır.
Boşanmaya karar veren taraflardan; “nasıl en hızlı boşanabiliriz, Kimin dava açtığı önemli midir, çocuğun velayeti kimde kalacak, tazminat veya nafaka alabilir miyim ve yahut öder miyim?...” şeklinde pek çok soruya maruz kalıyoruz.
Aile hukuku alanında uzman bir avukatın bu sorularınıza cevap verebilmesi için öncelikle onun da size bazı sorular yöneltmesi gerekir.Bu sorular; “Ne kadar süredir evlisiniz, boşanmayı istemeniz de ki sebepler nelerdir, çocuğunuz var mı varsa kaç yaşında, sizin ve eşinizin aylık geliri ne kadar?...” vs. şeklindedir.
Bu soruların eşlere yöneltilmesinin sebebi olayı doğru analiz edebilmektir. İlk olarak toplumda bilinen yanlış bir algı söz konudur. Boşanma davası açan tarafın haksız olduğu algısı mevcuttur. Bu algının her hangi bir hukuki temeli bulunmamaktadır. Böyle bir şey hukuken söz konusu dahi olamaz. O yüzden kimin boşanma davası açtığı önemli değildir. Önemli olan dava sürecindeki, iddia ve savunmaların ıspat edilmesidir.
Özellikle toplumda hataya düşülen bir diğer husus ise; tarafların herhangi bir hukuki yardım almadan kendi başlarına davaları açmalarıdır. Evet, hukukumuza göre dileyen her kes mahkemeler önünde işini kendi başına takip etme hakkına sahiptir. Ancak unutulmaması gereken bir husus var ki; o da eğer alanında uzman avukatlardan hukuki yardım alınmazsa sonrasında ciddi hak kayıplarının yaşanacağıdır.
Taraflar bir an önce evlilik birliğine son vermek amacıyla internetten buldukları veya alanında uzman olmayan kişilerin yardımı ile hazırladıkları anlaşma metinlerini imzalayıp mahkeme önünde tekrarlıyorlar. Bu durumda haklarını tam olarak öğrenememiş taraf maddi ve manevi kayıplara uğruyor. Nafaka ve tazminat talep etme hakkını tamamen kaybediyor veya sosyo-ekonomik durumunun çok çok üzerinde nafaka ve tazminat ödemek zorunda kalıyor. Önemli olan en hızlı şekilde boşanılması değil, en doğru şekilde boşanılmasıdır. Tarafların haklarını alabildiği sonuç en iyi boşanmadır.
Çekişmeli boşanmalar da ise zamanında hukuki yardım almayan taraf mahkemeye iddialarını, savunmalarını ve delillerini eksik sunuyor. Hal böyle olunca yine hak kayıplarının yaşanması kaçınılmaz oluyor. Dilekçelerdeki eksiklikler ve hatalar nedeniyle dilekçeniz reddedilebileceği gibi davanın açılmamış sayılmasına da karar verilebilir. Bu tarz durumlarla karşılaşmamak için kulaktan dolama bilgilerle hareket edilmemeli ilk iş olarak alanında uzman bir avukata danışılmalı ve yadım alınmalıdır.
Yine özellikle insanlarımızın kendilerince boşanma sebebi olarak gördüğü olaylar “kanun önünde” boşanma sebebi sayılmamaktadır. Boşanma sebepleri bellidir ve bu sebepler kanun ile düzenlenmiştir.
Doğru bilenen bir diğer yanlış ise “karşı tarafın istememesi halinde boşanmanın gerçekleşmeyeceği” dir. Bu yanlış bilgi eski kanun döneminden kalmadır. Yeni Medeni Kanunumuza göre böyle bir durumda boşanmanın gerçekleşmemesi veya davının uzaması söz konusu olmaz. Tabi ki kusur durumlarını ayrıca incelemek gerekir.
Unutulmaması gereken bir diğer konu ise her olayın kendi içerisinde özel olduğudur. Yani tarafların evlilik birliğinde yaşadığı olaylar ve bu olayların taraflar üzerindeki etkisi her boşanma davasında farklılık göstermektedir. Bu olayların kanuna uygun olarak yorumlanması ve kategorize edilerek boşanma davasının açılması hak kayıplarının önüne geçmektedir.
Boşanma davasının nasıl açılacağı, çekişmeli veya anlaşmalı boşanma davalarından hangisinin lehe olduğu, velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat, mal paylaşımı gibi sorunların nasıl çözüleceği bir boşanma avukatı ile mütalaa edilmelidir.