Dr. Ömer Faruk Başgün

Manzara Yolları

Dr. Ömer Faruk Başgün

İnsanoğlu yüzyıllardır yollar yapıyor; bazen ticaret için, bazen göç için, bazen de sadece bir yerden bir yere daha hızlı ulaşabilmek için. Ancak bazı yollar var ki, asıl değerleri varış noktasında değil, yolun kendisinde saklı. İşte bu yüzden “manzara yolları” dediğimiz güzergâhlar, sıradan bir ulaşım hattından çok daha fazlasını temsil ediyor.

Manzara yolu kavramı özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ülkelerinde yaygın olan bir yol türüdür. Bu tür yollarda amaç yolun sunduğu eşiz manzaralardan insanların keyif almasını sağlamaktır. Aracınızla çıktığınız bu tür yollarda asıl amaç, doğanın eşsiz güzelliklerinin farkına varmak, ilginç peyzaj kompozisyonları görmek, otomobilin camından yansıyan bu dinlendirici yeşil yolculuğun tadını çıkarmaktır.

Bir manzara yolunda araba kullanırken ya da yürürken, yalnızca mesafe katetmezsiniz; aynı zamanda gözünüzü doyurur, ruhunuza iyi gelen bir seyahatin içinde bulursunuz kendinizi. Deniz kenarında kıvrılarak ilerleyen bir yol, her virajda size başka bir mavi tonunu armağan eder. Dağ eteklerinden süzülen yollar, kimi zaman sisin ardına saklanmış bir vadiyi, kimi zaman göğe yükselen çam ormanlarını gösterir. Bozkırda uzayıp giden dümdüz bir yol bile, ufka doğru yayılan gün batımıyla insana tarifsiz bir huzur verebilir.

Aslında manzara yolları, bize modern yaşamın en çok unutturduğu şeyi hatırlatır: Yavaşlamayı. O yollar, hızla bir yere varmanın değil, yolculuğun tadını çıkarmanın önemini fısıldar. Arabanızın camını açıp rüzgârı hissettiğinizde, mola verip yerel bir köy kahvesinde çay içtiğinizde, fotoğraf çekmek için kenara çektiğinizde yol artık bir “geçiş” değil, bir “deneyim” olur.

Türkiye bu anlamda büyük bir hazineye sahip. Karadeniz sahil yolları, Kapadokya’nın lav kayaçlarının arasındaki rotalar, Akdeniz kıyılarının kıvrımları, Doğu Anadolu’nun sarp dağ geçitleri… Her biri başlı başına bir manzara yolculuğu sunuyor. Ne var ki bu yolların kıymeti, çoğu zaman yeterince bilinmiyor. Birçoğu hızlı ulaşım uğruna tünellerle, viyadüklerle bypass ediliyor. Elbette hız çağında pratik çözümler gerekli ama kimi zaman biraz yavaşlamak da insana iyi geliyor.

Konuya Elazığ özelinde baktığımızda ise Palu’da badem ağaçlarının çiçek açmasıyla birlikte; mavinin yeşilin ve pembenin tonlarıyla adete bir sulu boya tablosunu andıran Palu-Beyhan yolu bir manzara yolu olarak düşünülebilir. Ayrıca Sivrice, Keban ve Ağın gibi ilçelerde de manzara yolu olarak belirlenebilecek güzergahlar mevcut. Bu tip yollar küçük düzenlemelerle birlikte oluşturulacak belirli rota ve haritalar sayesinde şehir için bir turizm alternatifi olabilir. Manzara yolları aynı zamanda bir kültür köprüsüdür. Çünkü bu yollarda ilerlerken sadece doğayı değil, yol boyundaki kasabaları, köyleri, insanların gündelik hayatını da görürsünüz. Bir başka deyişle, manzara yolları sizi hem coğrafyayla hem insanla buluşturur.

Çoğumuz için yolculuk hızlıca varmak demek. Oysa manzara yolları, bize bazen acele etmeden ilerlemenin de bir güzellik olduğunu hatırlatıyor. Yolun üzerindeki küçük duraklar, manzaralar, sohbetler… Hepsi yolun değerini varıştan daha anlamlı kılıyor. Çünkü bazen hayat da tıpkı o yollar gibidir; asıl güzellik varışta değil, yolun kendisinde gizlidir.

Yazarın Diğer Yazıları