Ufuk Çetinkaya

Vefa Kuşları

Ufuk Çetinkaya

Vefa insani bir ihtiyaç ve çok önemli bir haslettir.
 
Sevgiden de, arkadaşlıktan da, dostluktan da, akrabalıktan da öte…

Neredeyse hayatımızın her anında ihtiyaç duyduğumuz,

Beklediğimiz, 

Kalbimizin yaslanmak istediği, 

Güven meşalesini tutuşturan çok önemli bir değerdir.

Vefa hem duyana, hem de duyulana artı değer katar.

Fakat ne yazık ki çoğumuzun belki de hepimizin hayatında "Vefa Kuşları" çoktan göçmen kuşlara dönüşüp bizleri terk etmişler bile. 

Her birimizin vefasızlıktan dallarımız bin bir yerinden kırılmış, yapraklarımız dökülmüş değimlidir.

Ve vefa gittiğinde hem duyana, hem de duyulana derin bir boşluk düşer.

Zaten Özdemir Asaf da dizelerinde "Bunca vefasızlıktan sonra, bazılarının ederi kalmadı artık gönlümde; kaç'a deseler, hiç'e sayarım..." demiyor mu…

Birçoğumuz müreffeh yaşantılara kavuştuk zaman içerisinde;

Lakin maddi kazanımlarımızı manevi kazanımlara dönüştüremedik.

Midelerimizi tıka basa doyururken; 

Aklımızı, gönlümüzü doyuracak manevi lezzetleri tatmadık… 

Öteledik manevi lezzetleri,
 
Gereksiz saydık ve hatta unuttuk gitti…

Bütün yaşantımızı tekdüze ve yüzeysel bir düzlemde idame ettirmeye başladık.

Mevki ve makamlar elde etmeyi, 

Çok paralar kazanmayı, 

Dünyevi başarılara ulaşmayı gerçek saadet sanarak daha da hırslandık, 

Dört elle sarılır olduk kesretin kirli ellerine.

Ruhumuzun tezgahında zaman vefasızlıklar dokuyor artık.

Ve tecrübe ettik ki dostlarım, 

Menfaat gelirse vefa gidermiş!

Dün neden dünde kalır? 

Neden unutulur geçen zaman?

Ati neden hatırını ve hatıralarını yitirir?

Hiç düşündünüz mü? 

Her birimiz bu hayatın yokuşunda öyle hızlı koştuk ki sadece bedenlerimizi götürdük yanımızda…

Ruhlarımızı çok gerilerde bıraktık galiba ne dersiniz? 

Bunca entrika, zulüm, cinayet, ihanet, dünyevi olana tamah, hırs, yalan, riya ve vicdansızlık ne içindir? 

Yüz yaşını deviren kaç kişi var?

Kaç kişi kefenin cebine beş kuruş atıp ta götürebilmiş ki?

Dün dost bildiğimiz kimseler,

Yarın kime veya kimlere yar ve yaran olacak? 

Ve bu dostluk kaç gün sürecek? 

Vefasını zelil etmiş kimsenin kime vefası hayır edecek?

Dostluğu, vefası ve arkadaşlığı bu kadar göstermelik ve sahte olan insanlara hangi gerçek vefa, yol ve yoldaş olacak?

Kimler yüz verecek böylesi şahsiyetlere, 

Kim söz verecek böylesi sırrı ifşa olana!

Bizler millet olarak bu güne kadar hiç böylesine kendimize sırt dönecek kadar katı, yüreksiz, vefasız yaratıklar olmadık… 

Hiç bu kadar moral değerlerimizden sınıfta kalmamış, 

Hiç böylesi yozlaşmamıştık…

Ne oldu bizlere dersiniz?

Aslında biraz kafa yorunca görmekteyim ki hepimiz kusurluyuz.

Hem de bir trafik kazasında kafa kafaya çarpışan otolar kadar kusurluyuz en suçlusundan.

Tüm değerlerimizin hurdaya çıktığını,

Daha ne zaman göreceğiz? 

Ne zaman toplumsal huzurun para ile değil, 

Moral değerlerle olacağını anlayacağız ,

Bütün insanları dünyanın en iyi öğretim kurumlarında eğitseniz de; ayaklarına bütün maddi unsurları serseniz de ahlak ve değerler eğitimini ihmal etmişseniz bu kalabalık güruhtan ancak şer odakları çıkarırsınız unutmayın. 

Üstelik en zekilerinden.

Şimdi bütün değerleri erezyona uğramış, 

Kalpleri ziyasını yitirmiş, 

Gölgesi kendinden büyük, 

Her şeyi ile küçük adamlar boy vermekte çevremizde.

Menfaat ilişkileri ne yazık ki böylesi küçük. 

İşte bu insanlar bağırlara basılıp birer koltuğa baş eylenmişler fütursuzca.

Vefasız bir millet olmuşuz artık.

Her türlü kutsalını "Dostlar alışverişte görsün" kabilinden yaşayan 

‘İki Yüzlü’ insanlardan müteşekkil bir topluluk olmuşuz…

Hiç kızıp, gücenmeyiniz.

Bütün bu trajik tablonun devamında 

Yaradan’dan ıslah dilemekten gayri elimizden bir şey gelmiyor dostlarım.

Yazarın Diğer Yazıları