Veysel Akto

2020 Kpss ve Önceki Kpss'lerden Farkı

Veysel Akto

Merhabalar Kıymetli Dostlar, 

Hepimizin malumu üzere geçtiğimiz hafta sonu Lisans-KPSS’si yapıldı. Binlerce kişi devlet memuru, özellikle öğretmen olabilmek için bu sınavda ter döktü. Buraya kadar her şey normal gibi görünse de 2020-KPSS önceki yıllardan biraz farklı geçti. Bu farkın nedeni de elbette ki aylar öncesinde meydana gelen gelişmelerde saklıdır.

2020 Mart ayında alınan sert tedbirlerle ülkemizde başlayan pandemi süreci, birçok alanı olduğu gibi KPSS hazırlık sürecini de olumsuz etkiledi. Zira bu süreçte geçici olarak faaliyetleri durdurulan özel sektör çalışanları, işsiz kalınca devlet memuru olmanın maddi avantajlarını daha derinden hissettiler. Bu durumun yurt geneli binlerce aileyi etkilediğini düşünecek olursak memuriyete karşı nasıl yoğun bir talep oluştuğunu daha iyi anlayabiliriz. Bu doğrultuda pandemi öncesi özel sektörden memnun olup memuriyet düşünmeyenler de 30 Haziran 2020 itibariyle başlayan KPSS başvuruları ile KPSS hazırlık kervanına katılmış oldu. Zira, işsiz kalıp evlerinde karantinada yaşayan bu cenah, boş vaktini komple ders çalışıp KPSS ye hazırlanarak geçirince rekabet kızıştı ve 2020-KPSS önceki yıllardan biraz farklı oldu. 

ÖSYM de bu durumu görmezden gelmedi tabi ki. Bana kalırsa ÖSYM; rekabeti, ders çalışma oranının artmasını ve 2020-YKS sonuçlarında yaşanan sıralamalar üzerindeki yığılmaları göz önünde bulundurarak 2020-KPSS sorularını bazı branşlarda bir tık zorlaştırdı.  Çünkü YKS’de özellikle matematik soruları alışılmışın dışında biraz kolay olunca bu durum üniversite tercih sıralamalarında yığılmalara neden olmuştu. Malum ÖSYM öğrenci seçme ve yerleştirme merkezi olmanın yanında aynı zamanda öğrenci eleme ve yerleştirme merkezidir. Özellikle 2020-KPSS Türkçe sorularının uzun ve kapalı olmasını, Eğitim Bilimleri sorularının da eleyici olmasını bu açıdan değerlendirebiliriz. Yeri gelmişken şunu da belirtmekte fayda var. ÖSYM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredat değişikliklerini ve okuduğunu anlamaya yönelik hazırladığı kazanımlarını Yeni Nesil soru tiplemesi ile yorumlayarak hemen hemen tüm sınavlarda öğrencinin önüne getirmektedir. Bu nedenle öğrencilerimizin her branşta okuduğunu anlama ve anladığını yorumlama ağırlıklı yeni nesil soru tiplerine artık alışması gerekmektedir.

ÖSYM’nin sınavlara zor soru tipi ekleme mantığı aslında anlaşılması zor bir durum değildir. Türkiye’nin genç nüfus oranının yüksek, devletin memur kadrosu sayısının da buna göre düşük olması nedeniyle ortaya çıkan eleme zorunluluğu bunu gerektirmektedir. Tabi bu durum, her ne kadar zorunluluk içerse de elbette ki belli bir yaştan sonra sınava hazırlanmak zorunda kalan yetişkinler için bu durum hiç de hoş değildir. Tüm bu sıkıntılar göz önüne alındığında ülke olarak temennimiz şudur ki; pandemi sürecini bir an önce atlatıp artık normalleşme sürecine girerek sıkıntılarımızdan kurtulmamızdır.

Kısacası, ÖSYM’nin yaptığı sınavlara giren tüm adaylar, bu sınavlara her yönüyle bir eleme sınavı gözüyle bakarak rakiplerini geçmek için mutlaka daha çok okumanın ve analitik düşünme becerilerini daha çok geliştirmenin yollarını araştırmalıdırlar.

Tüm memur adaylarına hayırlı sonuçlar diliyorum.

Kalın Sağlıcakla.. 

Yazarın Diğer Yazıları