'Milletvekilleri Yatsın, Kalksın Cumhurbaşkanına Dua Etsin'

Yeniden Refah Partisi Elazığ İl Başkanı Av. Erhun Karakuş, partisinin kuruluş ilkeleri, parti programı, önümüzdeki seçimlerdeki hedefleri, Elazığ depreminde yaşanan sıkıntılar ve çözüm önerilerinin yanısıra milletvekilleri, belediye başkanı ve il bürokrasisinin performansına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
'Milletvekilleri Yatsın, Kalksın Cumhurbaşkanına Dua Etsin'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Yeniden Refah Partisi Elazığ İl Başkanı Av. Erhun Karakuş, partisinin kuruluş ilkeleri, parti programı, önümüzdeki seçimlerdeki hedefleri, Elazığ depreminde yaşanan sıkıntılar ve çözüm önerilerinin yanısıra milletvekilleri, belediye başkanı ve il bürokrasisinin performansına ilişkin elazigyenihaber.com 'a çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Başkan Karakuş, iktidar olmaları halinde Elazığ'da hayata geçirecekleri 3 önemli projeyi ilk kez kamuoyu ile paylaştı. 
 
Yeniden Refah Partisi Elazığ İl Başkanı Av. Erhun Karakuş ile yaptığımız röportaj şöyle: 

Sayın Karakuş, Yeniden Refah Partisi'nin kuruluş hedefleri, misyonu ve amaçlarından bahseder misiniz?
"Yeniden Refah Partisi 23 Kasım 2018 tarihinde kuruldu. Yeni bir partiyiz. Ama, gerek sahip olduğumuz değerler gerek sahip olduğumuz misyon gereği 1969'lara kadar giden Milli Selamet, Milli Nizam, Fazilet, Saadet, Refah şeklinde başlayan Milli Görüş davasının siyasete yansımış, kökleri eskiye dayanan bir siyasi partiyiz. 

Amacımız, devletin bütünlüğü ve milletin refaha kavuşmasıdır. Amacımız, ülkemize çizmiş olduğumuz vizyonla artık bizi sürekli ezen, bizi hor gören, hakir gören uluslararası arenada bize her türlü baskıyı, zulmü, haksızlığı yapan Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler, NATO gibi birliklere restimizi çekerek D8, D60 ve D 160 organizasyonlarına sahip çıkmak, bunların hayata geçirilmesi, bunların akabinde de gerek iç, gerek dış siyasette ülkemizin layık olduğu yere gelmesidir. 

Biz 1996 yılında iktidar olan 54. hükümet dönemindeki Refah Partisi hükümetinin söylemlerinden, yol haritasından, hedeflerinden, millete vaatlerinden farklı şuan hiç bir değer taşımıyoruz. Erbakan Hocamızın 11 ay iktidarda kalıp da bir kısmını yaptığı, bir kısmına henüz başlayamadığı projelere sahip çıkıyoruz. Bizim yol haritamız 54. hükümetin başlayıp bitiremediği bütün değerlerdir, bütün hizmetlerdir. Milletin menfaatine, devletin daha da muasır medeniyet seviyesine çıkması yönünde yapacağımız faaliyetlerden ibarettir."

Partinizin Elazığ İl Teşkilatının yapılanması hakkında bilgiler paylaşır mısınız?
"İl teşkilatı olarak birinci olağan kongremizi 13 Nisan 2019 tarihinde gerçekleştirdik. Elazığ'da 10 ilçemizde teşkilatlarımız kuruludur. Elazığ il merkezinde merkez ilçe başkanlığımızın koordinasyonunda 39 mahallemizde mahalle temsilcimiz hazırdır. Merkezdeki 135 köyümüzün 90 köy temsilcimiz hazırdır. Bunların akabinde  Elazığ Merkez ve bütün ilçelerde başlatmış olduğumuz olası bir seçime hazırlıksız yakalanmamak adına baş müşahit atamalarına dahi başlamış vaziyetteyiz. Elazığ'daki 1567 sandığın 263 sandık baş müşahidini atadık. Baş müşahit atamasını Mart ayının sonunda yüzde 100 seviyesine getirerek olası bir seçimde herhangi bir telaşa düşmeden biz hazırız. Olası bir seçimde gerek kendimizi temsil etme, gerek anlatabilme gerekse de sandıklara sahip çıkabilme adına Elazığ'da iktidar partisinden dahi seçime hazır bir parti haline geldik."

Sayın Karakuş, Milli Görüşten koparak ayrı parti oluşumları oldu. Milli Görüşün asıl temsilcisi kimdir?

"MİLLİ GÖRÜŞÜN ESAS VE TEK TEMSİLCİSİ BİZİZ"
"Sayın Cumhurbaşkanımız ve birtakım arkadaşları 'biz milli görüş gömleğini çıkardık' deseler de bazı iktidar partisi üyeleri de halen 'biz milli görüşçüyüz' diyorlar. Malumunuz Saadet Partisi 'Milli görüşün temsilcisi biziz' diyorlar. Biz de 'Hayır efendim her ikiniz de milli görüşün yolundan saptınız. Biriniz gömleği çıkardığınızı itiraf ettiniz. Dolayıyla Milli görüşü yeterince temsil edemediğiniz için Milli Görüşün esas ve tek temsilcisi biziz' şeklinde bir söylemimiz var. Biz kendimizi ne kadar göklere çıkarırsak çıkaralım, netice itibariyle milli görüşün temsilcisinin kim olduğu, partilerin göstermiş oldukları, yürümüş oldukları yoldan anlaşılır. En nihayetinde vatandaşımızın göstermiş olduğu teveccühten anlaşılır. Nihai taktir vatandaşındır, milletindir. 'Milli görüşçüyüm' diyen partilerin yürümüş olduğu, savunmuş olduğu ilkeler nelerdir bunlara bakmak lazım. Bugün İstanbul sözleşmesini halen daha yürürlükte bırakıp, Avrupa Birliğinin izinden ayrılmadan yürüyen bir partinin 'Ben Milli Görüşçüyüm' demesi mümkün değildir. Bugün itibariyle konuşuyorum; kirli ittifaklar içerisine girildi. Terör örgütleriyle iş birliği yapıp, terör örgütünün savunucusu olduğunu söyleyen bir siyasi parti ile ittifak yapmış bir partinin de bugün kalkıp 'Ben Milli Görüşün temsilcisiyim' demesi mümkün değildir."

"İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ YIRTIP ATACAĞIZ"
"İstanbul sözleşmesi hangi lidere sorulursa sorulsun hep kaçamak cevaplar verilir. Bazı sakıncalı maddeler var diyenler var. Kaldırılması gerekir diyenler var. Genel Başkanımız ne diyor; 'İktidara gelir gelmez yırtıp atacağız' diyor. Ama, fakat, lakin yok. Net cevap. Diğer partilerin ittifak anlayışlarına bakıyorsunuz, Genel Başkanımıza soruluyor, tek cevap; CHP ve HDP'nin olmadığı her partiyle ittifak görüşmelerini yaparız' diyor." 

"GELMİŞ OLDUĞUMUZ EKONOMİK DURUM 18 YILIN PATLADIĞI NOKTADIR"
"Milli görüşün prensibi ağır sanayi hamlesidir. Milli kalkınmadır. Üretime dayalı kalkınmadır. Bakıyorsunuz 18 yıldır borç, faiz, beton, rezidans ekonomisinden başka yaptıkları bir şey yok. Gelmiş olduğumuz ekonomik durum 18 yılın birikmiş ve patladığı noktadır. Şimdi burada milli görüş anlayışı çıkarmak mümkün değil."

Sayın Babacan ve Davutoğlu'nun kurduğu partiler de milli görüş çizgisinde mi sizce?
"Bu arkadaşlarımız 15 yıl iktidar partisiyle kol kola, omuz omuza yürüyen, ülkeyi yöneten siyasetçilerimizdi. Dolayısıyla zaten onlar AK Partideyken Sayın Erdoğan'la beraber 'Biz Milli Görüş gömleğini çıkardık' diyen arkadaşlardı. Şuan Sayın Babacan'ın söylemine baktığınız zaman muhafazakar ağırlıklı bir parti değiliz diyor. Dolayasıyla biz onları hiç o kritere almıyoruz bile."

İktidara talip misiniz?
"Her muhalefet partisi gibi tabiki iktidara talibiz. Bu söylemde değil. Bunun bizde ciddi bir karşılığı var. Biz iki yıllık bir siyasi partiyiz. 44 Bin 732 kişinin büyük kongre yaptık. Bu, Türk siyasal hayatında gerçekleştirilmiş en büyük katılımlı olağan kongredir. Olağan kongremizi yaptıktan sonra genel başkanımızın bize bir talimatı oldu; Mahalle, köy temsilceleri atamasına başlıyoruz ve üye seferberliği başlatıyoruz' dedi. Biz bir yıl dahi dolmadan bugün itibariyle 250 bin resmi üyeyi yapmış bir partiyiz. Sabah akşam medyada bir balon gibi şişirilen partilere bakınız; birinin 14 bin, birinin 18 bin üyesi var. Medya ambargosuna maruz kalan Yeniden Refah Partisi'nin 250 bin tane üyesi var. Bu, iktidara talip olduğumuzun en büyük göstergesidir." 

İktidar olursanız ekonomiyi nasıl düzelteceksiniz? Ülkeye hangi hizmetleri getireceksiniz?

"YILLIK 100 MİLYAR DOLAR KAYNAK ÜRETECEĞİZ"
"Dış borç almadan, vatandaşın sırtına ek vergi yüklemeden 100 Milyar dolar milli kaynak paketlerinden projeler üreteceğiz. Allah'ın bize verdiği güneşi, suyu, coğrafi konumdan faydalanarak 15 farklı projede yıllık 100 Milyar dolar kaynak üreteceğiz. Biz bu kaynak paketlerimizi hazırladık. Bu projeleri hazırlayan kurulun başkanı 54. hükümetin, Erbakan Hocamızın Başmüşaviri Prof. Doğan Ay. Şuan İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi. 37 akademik personelle, her personelin kendi birimine uygun olan sahalarda projenin maliyeti, projenin kaç yılda bitirileceği, projeden üretilen ürünün çevre ülkelere ihracatı. Bunların bütün altyapı hazırlandı. Biz bunu alıp da demir kasalar içerisinde saklamadık. İktidar partisi dahil bütün siyasi partilere, hatta Cumhurbaşkanımıza kadar gönderdik. Burada milletin derdine derman olacak reçeteler var. 'Bizim iktidar olmamız şart değil, buyurun bu projeleri siz alın ve biran evvel uygulamaya başlayın' diye yapıldı. Nitekim bu çalışmadan sonra Akdeniz'de doğalgaz aranan yerlerde Genel Başkan Yardımcımız Doğan Aydan 'şuan yanlış yerde arıyorsunuz, orada doğalgaz bulamazsınız. Aranacak üçgeni koordinatlarıyla beraber verdi ve kitapta yayınladı bunu. Daha sonra Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bütün arama gemilerimiz o bölgeye yönlendirildi. İnşallah müjdeli haberleri alacağız."

"81 İLDE AĞIR SANAYİ HAMLESİNİ BAŞLATACAĞIZ"
"Yeniden Refah Partisi lideri haricinde hiçbir liderin ağzından 'ağır sanayi hamlesi' cümlesini duymuş olmanız mümkün değil. Biz göreve gelir gelmez 81 ile 81 ağır sanayi tesisinin kurulmasıyla milli kalkınma hamlesini, ağır sanayi hamlesini başlatacağız. 
Bu kapsamda iktidar olduğumuzda 5 yıllık sürenin 2-3 yılını 'biz Elazığ'a, Bingöl'e ne yapabiliriz' şeklinde zaman geçirmek istemiyoruz. Genel Başkan yardımız bizi arayarak Elazığ'da mümkün mertebe yapılabilecek 3 projenin çerçevesini istedi. Biz de kendi çalışmamızı yaptık ve 3 tane projeyi genel merkezimize sunduk."
 
Bu projelerden bahsedebilir misiniz?
"Birincisi; Krom üretimi. Bakın Ferrokrom özelleşti, yok paraya satıldı. Şuan Ferrokrom dağdan bizim cevherimizi alıyor, işlemesi zorunlu olan miktar kadarını işliyor, kalanını hammadde halinde İsviçre'ye satıyor. 2018 yılında Elazığ'ın ihracat rakamı 205 milyon Dolar. bunun 190 Milyon doları krom. Kromun ortalama ton fiyatı 370 Dolar. Biz de bu firmaya diyeceğiz ki 'Sen burada özelleştirme hakkın var. kimse gelip de bu fabrikayı senin elinden alamaz. Ama 370 dolara sattığın kromun kapının önünde bize 380 dolara teslim edeceksin. Biz ne yapacağız. Tonunu 380 dolara satıp Avrupa'da işlendikten sonra bize demir, çelik, silah sanayii, makine sanayii, mamul maddeler haline getirip 380 dolarlık kromu 6-7 Bin dolara aldığımız ürünleri biz Elazığ'da fabrikaya yakın uygun bir bölgeye kuracağımız tesisle üreteceğiz, çevre ülkelere artık Avrupa'dan değil, bizden gidecek. Bu fabrikayla biz 3 yılda yıllık 750 Milyon dolar ihracat rakamına ulaşacağız. 1500 kişilik istihdam sağlayacağız. 3 yıldan sonra fabrikaya yapılacak ek yatırımlarla beraber yıllık 3 milyar dolar ihracat rakamı ve 4500 kişilik istihdam sağlayacağız. Elazığ'da bugün bir fabrikada 4500 kişi istihdam demek Elazığ'ın işsizlik probleminin yüzde 70'inin çözülmesi anlamına geliyor. 

İkinci projemiz; Malumunuz verilen teşviklerle özellikle kanatlı havyan sektörü Elazığ'da gelişti. Şuan 300'ün üzerinde kümes ahırı var. Hayvanların dışkısı dediğimiz zibil hem çevreye, köye zarar veriyor. Şuan kümes sahipleri bu zibili yüklüyor Mardin'deki bir biokütle tesisine gönderiyor. Biokütle tesisinde bu ürün işleniyor, bu üründen elektrik üretiliyor. Biokütle enerjisi dediğimiz elektrik üretimi yapılıyor. Hatta bu ürün gübre haline getirilip satışa sunuluyor. Biz bu tesisi Elazığ'da ikinci bir tesis olarak kurulmasını uygun gördük ve genel merkeze sunduk. 

Üçüncü projemiz Elazığ mermeri üzerine olacak. Malumunuz meşhur olan bir mermerimiz var. Şuan mermerden atık dediğimiz parça mermerler gemilere yükleniyor ve Kazakistan'da kompozit mermer haline getirilip, işleniyor. Daha sonra Türkiye'ye bu mermeri kompozit mermer olarak satın alıyor. Zaten mermerin hammaddesi, kaynağı burada. Bunu biz işleyelim, biz Avrupa'ya satalım.

Bakın bunlar sorduğunuz sorunun cevabını gösteriyor. Evet biz iktidara talibiz. Talibiz diye basit bir cümlede kalmıyoruz. Gerek üye sayımızla, gerek teşkilatımızla gerek iktidara geldiğimizde Elazığ'a ne yapacaklarımızla bunların hepsini bilimsel temele oturtmuş, iktidara geldiğimizde yapacağımız hizmetleri şuan bir bir yol haritamıza yerleştirmiş bir partiyiz."

Sayın Karakuş, Elazığ Milletvekillerinin ve Elazığ Belediyesinin çalışmalarını nasıl değerlendiriyor sunuz?

"İKTİDAR MİLLETVEKİLLERİ BAŞARISIZ"
"Biz doğru gördüğümüz şeye 'doğrudur 'deriz, hakkını veririz. Yanlış gördüğümüz bir şeyi de eleştirir, çözüm önerisini de ortaya koyarız. Körü körüne kişi odaklı, siyaset odaklı, sırf siyaset yapmak için konuşan bir parti değiliz. 

İktidar partisi milletvekillerinin projesiyle ilgili 'sıfır' diyebiliriz. Kesinlikle tatmin etmiyorlar. Kesinlikle vatandaşın sesine kulak vermiyorlar. Kulak veriyorlarsa da bunu Ankara'ya ya yansıtmıyorlar ya da koltuklarından korktukları için seslerini yükseltemiyorlar. Başarısızlıkları bundan kaynaklanıyor. Örnek olarak şunu söyleyeyim. Bir deprem geçirdik. Memleketimiz yeniden imar oluyor. Biz dedik ki yıkılan binaların yüzde 80'i 4 veya 5 kat. Gelin biz bu TOKİ konutlarını 10 kat yapalım. 10 kat yaptığınız zaman ne olacak? 5 kat yıkılan bir binayı düşündüğünüz zaman üzerine artı 5 kat koyduğunuzda 10 kat TOKİ'nin mülkiyetine kalıyor. TOKİ bunu size, bana satacak. Alttaki depremzedenin maliyetini benden, senden çıkaracak ve depremzedeyi bir lira borçlandırmadan ev sahibi yapacak." 

"MUSTAFAPAŞA VE RÜSTEMPAŞA MAHALLELERİ BİR YERE SIKIŞTI"
"Depremden sonra bir köprü sevdasına düştük. 2 ay boyunca köprüyle yattık, köprüyle kalktık. Nihayetinde karar verildi ve köprü yıkılmadı. O zaman biz köprünün yıkılmaması taraftarıydık. 'Yapılacak binalar 8-10 metre geri çekildiği zaman köprünün oraya hiçbir zararı da kalmıyor. O köprüyü çok güzel bir hale getirebiliriz' dedik. Fakat eskisinden daha çok binaları getirip köprüye soktular. Biz o zaman dedik ki biriniz eski belediye başkanısınız, biriniz yeni belediye başkanısınız. Birbirinizin siyasi hırslarına bu memleketi kurban etmeyin dedik. Eğer elinizden geliyorsa birleşip gidin Cumhurbaşkanına 'Orduevi lojmanlarını ve orduevini buradan kaldırın, Askeri hastanenin yerine yapın' dedik. Hem askerimizin daha refah içerisinde olacağı yeni lojmanlar, yeni sosyal tesisler yapılırdı oraya hem de Mustafapaşa, Rüstempaşa dediğimiz bölgedeki TOKİ evlerini getirip de sıkıştırmak yerine köprüden uzak çekerdik ve orada çok güzel sosyal alan, yeşil alan bırakırdık. Tabiri caizse 2-3 mahalle orada nefes almış olurdu. Bunu da başaramadılar. Şimdi bir milletvekilinden vatandaş daha ne bekler?" 

"MİLLET SİZDEN HESAP SORACAK"
"Afet nedeniyle esnafa 50 Bin Lira kredi verildi. İzmir ve Giresun'da bunlar hibe olarak verildi. Elazığ esnafı bu krediyi hibeye çevirin dediler, olmadı. Bir yıl daha erteleyin dediler yine olmadı. Şimdi vatandaş milletvekilinden bunları bekliyor. Bunları bir memlekette başaramamış bir milletvekilini biz nasıl başarılı bulalım. Yarın meydana çıktığınız zaman millet sizden hesap soracak, Murat Kurum'a değil. Murat Kurum seçilmiş değil, atanmış biri. umurunda olmaz böyle şeyler. Siyasi bir kaygısı yok. Ankara'dan geliyor 4 kat olacak diyor 4 kat oluyor, köprü yıkılacak, yıkılmayacak... Gelişi güzel konuşuyor. Bu memleketi Murat Kurum bilmez. İyi niyetli olabilir. Ama bu memleketi en iyi bu memleketin insanı bilir. İl Başkanları bilir, milletvekilleri bilir, belediye başkanı bilir. Fakat bunlar yapılmadı."

"ESNAF KAN AĞLIYOR"
"Biz her cuma esnafla beraberiz. Her Cuma bir mahallemizde esnaf ziyareti yapıyoruz. Esnaf kan ağlıyor.  Onları dinledikten sonra gelip de milletvekillerini başarılı bulmak bizim gördüğümüzü inkar etmekten başka bir şey değildir."

"ELAZIĞ BELEDİYESİ, MİSAFİR AĞIRLAMA HİZMETLERİ İÇİN 3 MİLYON 600 BİN TL AYIRMIŞ"
"Belediye başkanı, şuana kadar söz vermiş olduğu projelerin temellerini attı, çalışmalarını yapıyor. Gelmiş olduğumuz süreçte belediye ile ilgili üniversitenin 600 dönümlük Hankendi bölgesindeki arsasını ısrarla Bakandan isteyip almasına karşı çıkmıştık. Halen daha bu söylemimizin arkasındayız. 

İkinci bir husus; Elazığ Belediye personeline yüzde 15 zammın layık görülmesi. Çalışanlar İki yıl zam almamış. İki yıl sonra getirip yüzde 15 zam yapıyorsunuz. Gıda enflasyonunun yüzde 50'lere dayandığı bir ortamda yüzde 15 zam zaten Eylül ayında eridi. 
Bakın 2021 yılı Elazığ Belediye bütçesinde bir rakam benim dikkatimi çekti. Özel Kalem misafir ağırlama hizmetleri için 3 Milyon 600 Bin TL ayrılmış. Aylık 300 Bin TL ediyor. Mübarek sen her ay Cumhurbaşkanını mı ağırlıyorsun?

İkinci bir rakam söyleyeceğim; Elazığ belediyesinin ihalelerinin yüzde 71'i açık ihale değil, pazarlık usulü. İhaleler 'Sen gel teklif ver' şeklinde yapılmış. Yüzde 71'i pazarlık usulü yapılan ihalelerin yüzde 50'den fazlası yaklaşık maliyetinin yüzde 30 üstünde gitmiş. Şimdi oradan alınacak bir kaynakla işçilerimize yüzde 30 gibi çok güzel zamlar verilebilirdi. 
Yani belediye başkanını bir milletvekili kadar eleştiremem. Ama gördüğümüz eksiklikleri de bu şekilde ifade edebilirim. 

Sayın Başkan, Elazığ büyük bir deprem yaşadı. Depremin üzerinden bir yıl geçti. Sizin gördüğünüz eksikler, yanlışlar var mı?
"Aslında konutların yapımında gecikme olduğunu düşünmüyorum. Çıkıp da zamanında bol keseden attıkları için bugün 'geciktiler' deniliyor. Şimdi yapılan, bitirilen, bitme noktasına getirilen binaları gördüğünüz zaman bunları görmezden gelmek doğru değil. Ama plan ve programdaki hatadan dolayı hepsi yanlış yapıldı." 

Nedir bu yanlışlar?

"KONUTLARIN MALİYETİ YÜKSEK"
"TOKİ konutlarında müteahhitlere verilen birim fiyatlar, daire maliyetleri. Bugün 3+1 dairelerin neti 95 metrekare. 24 Şubat inşaat verileriyle söylüyorum; 100 metrekare bir evin maliyeti 135 bin TL'dir. 30-40 Bin Lira müteahhit kazansın, 170 Bin Liraya verilebilirdi bu evler. Hadi 200 Bin TL olsun. Bu evler 320 Bin Liraya verildi. dolayısıyla en baştan itibaren yüksek fiyatla verilen konutlar Cumhurbaşkanımız yüzde 30 indirim yaptı da 3+1'ler vatandaşa 215 Bin Liraya verilecek dediler. Biz diyoruz ki siz bu daireyi 200 Bin Liraya verseydiniz, Cumhurbaşkanının indirimiyle beraber, bu daireler neredeyse bedavaya gelecekti. Yıkılan evlere baktığımız zaman, hepsi orta gelir, kendi yağıyla kavrulan vatandaşlarımız. Yıkılan evlerin en az yüzde 60-70'i hali hazırda kredisini bugün bile ödüyor. Bu adam zaten 55 yaşında emekli olmuş, 18 yıl daha, ölene kadar emekli maaşını bankadan çekip cebine koyamayacak mı. Bu insanları ömür boyu bankala mahkum mu edeceğiz. Bunun imkanı elimizde vardı. birinci imkan kat sayısını yükseltmekti. İkinci imkan, müteahhitlerin yakasına yapışıp rakamı düşürmekti. 322 Bin Liraya konutları iki katı fiyatına müteahhitlere ihalesini verdik." 

"ELAZIĞ İNSANI 80 METREKARE EVDE YAŞAYAMAZ"
"İkinci yanlış şudur; Burada yapılan evleri bugün gidip İzmir'de, İstanbul'da, Akdeniz bölgesinde yapabilirsiniz. Oranın aile, sosyal yaşamı 80 metrekarelik yere cevaz veriyor. Ama bugün Elazığ'da bir ailenin 80 metrekarelik bir evde yaşaması mümkün değil. Bu adamın damadı, gelini, torunu hiç mi gelmeyecek. 3 çocuklu bir aile 2+1 evde nasıl yaşayacak. Bir yere bir şeyi yaparken, tepeden inme kararla yaparsanız çıkacak sonuç budur."

"TOKİ KONUTLARININ OLDUĞU BÖLGELERDE OKUL, CAMİ, MARKET YOK"
"TOKİ'nin mevzuatında belirli bir yerde 300 konut yapıldığı zaman oraya bir okulun da yapılması lazım. Bu gözardı edildi. Fırın yok, büfe yok, market yok, cami yok, okul yok. Bunların hepsi yarın bizim çekeceğimiz sosyal, kültürel sıkıntıların başında geliyor. Halihazırda sen müteahhide ballı bir iş vermişsin. Okulunu da camisini de ticari alanının da yaptır. Bu problemlerin giderilmesi çok kolaydı. Tamamen beceriksizlikten dolayı bu hale geldi. İşte milletvekillerinin hatası da burada ortaya çıktı. Bu da yetmezmiş gibi birisi çıktı 'kan testi yaptırın' dedi, birisi çıktı 'vatan haini' dedi. Biz bir yanlış cümle kullanmış olsak bile, biz bir deprem atlattık. Psikolojimiz bozuldu. Pandemi olmuş esnafın dükkanı kapatılmış. Bu psikolojideki vatandaşın bir, iki sözünü de sizin hoş görmeniz lazım. Bu vatandaşa da yazık, günah."

"VATANDAŞI BU KADAR TEPKİLİ GÖRMEMİŞTİM"
"Biz bir yıldır sahadayız. Ben vatandaşı hiçbir zaman bu kadar tepkili ve kendini sahipsiz hissettiğini görmemiştim. Bunu siyaseten söylemiyorum. Ben bir televizyon programında; 'Sayın Milletvekilleri eğer bir sonraki seçimi garantiye almak istiyorlarsa, bizim ağzımızı kapatmak istiyorlarsa, bize Elazığ'da siyaset yapma imkanı tanımak istemiyorlarsa şu daireleri 5'ten 10'a çıkarın, vatandaşa bedava anahtar verin' demiştim. Böyle yapsalardı ben o zaman babamdan bile oy alamazdım. Ama onlar bunu yapamadılar. Orduevini kaldırın dedik. Bunu da yapmadılar. Bu ikisini yapsaydılar, ben yarın gidip parti binasına kilidi vuracaktım."

"ELAZIĞ'A AYRICALIK TANINMASI GEREKİYORDU"
"Esnafın gerek deprem gerekse de pandemiden dolayı uğramış olduğu müthiş zarar var. Cadde esnafı dediğimiz kahvehanelerciler, lokantacılar, bütün esnafımız bugün kepenk kapatma noktasına geldi. Zülfü Tarhan, Cebrail Top, Mithat Ulaş başkanlarımız söyleye söyleye dillerinde tüy bitti. Bu kredileri bir yıl daha erteleyin dediler. Elazığ'a bir ayrıcalık tanınması gerekiyordu. Elazığ sadece pandemiyi değil, depremden çıkmış bir pandemiyi yaşadı. Halen daha bu sıkıntı devam ediyor. Ne yapıldı; 600 Lira kira yardımı verildi. Cumhurbaşkanımızın açıkladığı rakamların  Elazığ esnafı üzerinden maliyeti 700 Milyon TL. Geçen gün iki tane şirketin vergi affını biz gösterdik. TÜVTÜRK'ün iki defa vergi affını yapıyorlar. İki vergi affı 550 Milyon Lira. Vatandaşın TÜVTÜRK kadar mı değeri yok. Siz oraya o kaynağı buluyorsunuz da buraya mı bulamıyorsunuz."

Bunun siyasi bir sonucu olur mu?

"MİLLETVEKİLLERİ YATSIN, KALKSIN CUMHURBAŞKANINA DUA ETSİNLER"
"İllaki olacaktır. AK Partiler ve Milletvekilleri yatsın, kalksın sayın Cumhurbaşkanının varlığına dua etsinler. Eğer bu saatten sonra bir, iki milletvekili çıkarırlarsa bilsinler ki Cumhurbaşkanının hayrına çıkarırlar. Yoksa hiçbiri bunları Elazığ caddelerinde gezdirmez."

Erken seçim olur mu? Böyle bir öngörünüz var mı?

"ERKEN SEÇİM OLACAĞI KANAATİNDE DEĞİLİM"
"Seçimin ne zaman olacağıyla ilgili bir endişemiz yok. Seçimi ne zaman isterlerse o zaman yapsınlar. Biz seçime hazırız. Ben açıkçası erken seçim olacağı kanaatinde değilim. Erken seçime hep güçlü iktidarlar gitmiştir. Şimdi Cumhur ittifakı günden güne kan kaybediyor. Günden güne kan kaybedilen bir yerde mevcut gücünü daha koruyamayacak bir duruma düşecekken niye erken seçime gitsin ki. 2023'e kadar devranı çevirirler."

Parti olarak Cumhur ittifakına mı, Millet ittifakına mı yakınsınız?
"Biz, hiçbir ittifaka da yakın değiliz. İki ittifaka da eşit mesafedeyiz. Üçüncü bir ittifak kurulabilir. Genel başkanımız görüşmelerini yapıyor. Şuan biz hiçbir ittifaka dahil değiliz. Peşinen bizi Cumhur ittifakına da kimse görmesin. Biz arzu ediyoruz, inanıyoruz, seçimlere hiçbir ittifaka dahil olamadan tek başımıza gireceğiz."

Elazığ bürokrasisinin performansını kısaca değerlendirebilir misiniz?
"Sayın valimizle bizim kötü bir şekilde başladık. Sebebi de şuydu; biz sayın valimizden iki kere randevu talep ettik. Randevumuzun amacı da hayırlı olsun değildi. Sivrice'de konteyner kentte yaşayan vatandaşlarımızın taleplerini iletmek amacıyla randevu istemiştik. İki ay randevu verilmedi. Sonra baktık AK parti il başkanı Vali beyle üç kez görüştü. 'Sen valisin. Sen burada devletin temsilcisisin. Tüm siyasi partilere eşit mesafedesin. Sen burada AK Parti'nin fahri il başkanı değilsin.' buna yönelik bir açıklamamız oldu. Sağolsun Valimiz de hoşgörüyle karşıladı. Bizi davet etti. Gittik. Size söylediklerimi kendisine de aynen söyledim. 

"GÖREVDEN ALINAN MÜDÜR NEDEN BAŞKAN YARDIMCISI OLDU?"
"Bakanlığın başarısız diye görevden aldığı bir il müdürünü belediye başkan yardımcısı yapıyoruz. Ben bunun mantığını çözemedim. Ben Mustafa beyi tanımıyorum. Depremin faturasının ona kesilmesine de karşıyım. Koskoca bir yıl geçti, bir deprem yönetildi. Fatura Çevre Şehircilik İl Müdürüne kesildi. Belki başarılıydı, belki başarısızdı. Bilmiyorum. İnşallah belediyede hayırlı hizmetleri olur. Ama bakanlığın başarısız diye görevden aldığı bir kurum müdürünü belediye başkan yardımcısı yapıyoruz. Bu adam başarıysa neden görevden alındı. Başarısızsa neden belediye başkan yardımcısı oldu. Yani biz dosta, ahbaba makamları peşkeş çekmek için mi siyaset yapıyoruz. Böyle şey mi olur. Bunu da anlamak mümkün değil. "