Mutlu evliliğin bir sırrı var mı?
Psikolog Hande Nacar Baş, araştırmaların eşler arasında en çok, fikir alışverişi ve birlikte zaman geçirme konularında uyuşmazlık yaşandığını ortaya koyduğunu belirtti .
Psikolog Hande Nacar Baş, mutlu bir evliliğin herkese uygulanabilen sihirli bir sırrı olmadığını, yine de çatışmalarını birbirlerinden gizlemeyip karşılıklı iletişim kuran ve tartışmayı tercih eden çiftlerin evlilik uyumunun daha fazla olduğunu söyledi.
Psikolog Baş, evlilikte doğru bilinen 15 yanlışı sıralayarak, çiftlere bu yanlışlardan kaçınmaları uyarısında bulundu.
Psikolog Hande Nacar Baş, araştırmaların eşler arasında en çok, fikir alışverişi ve birlikte zaman geçirme konularında uyuşmazlık yaşandığını ortaya koyduğunu kaydetti. Çatışmaların olduğu, yani uyuşmazlıkların çiftler tarafından gizlenmeyip gündeme getirildiği evliliklerde sorunun konuşulması nedeniyle çözüme ulaşmasının daha olası olduğunu belirten Baş, "Bu tip evliliklerde boşanma oranlarının da daha az olduğuna dikkat çekiyor. Çiftlerin tartışmayı ya da kavga etmeyi ‘ilişki kalitesindeki düşüklük’ olarak nitelendirdiği evliliklerde ise boşanma kararı daha çabuk alınabiliyor" diye konuştu.
Karşılıklı emek vermek yerine düzen değiştirme isteği ağır basıyor
Günümüz dünyasında kişilerin hayatın bir defa yaşandığı inancıyla mutsuz oldukları an, içinde bulundukları düzeni değiştirmek istediklerini ifade eden Baş, “Bu bazen anne babanın yanından taşınmak, bazen de kötü gittiğine inanılan bir evliliği sonlandırmak şeklinde ortaya çıkıyor. Genellikle çocukken her istediklerini kolayca elde etmiş olan ya da "çatışma, tartışma bana göre değil" diyen bireyler evlilik hayatında sorunla karşılaştıklarında sorundan kaçma yolunu tercih edebiliyorlar” dedi.
Eş olmak birbirine duygusal yatırım yapmaktan vazgeçmek demek değil
Birbirini severek evlenen çiftlerin evlendikten sonra birbirlerine duygusal yatırım yapmaktan, emek vermekten ya da özen göstermekten vazgeçtiklerinde evlilikte yıpranmaların da başladığını belirten Baş, şunları kaydetti:
“Halbuki ilişki kalitesi sarsılmadan konuşmaya ve varsa çatışmaları çözmeye başlamak en doğrusu. Örneğin özel günlerin, pahalı olması hiç de şart olmayan ama anlamlı hediyelerle hatırlanması eşlerin birbirlerine özenini gösterebilecekleri bir alan. Ya da geçmişe takılıp kalmadan ve geçmişten gelen yükleri evliliğe yansıtmadan ilerlemek evliliğin uzun ömürlü olması şansını artırıyor.”
Evlilikte doğru bilinen yanlışlar
“İlişkilerde dinamiği kaybetmemek ve kalitesini artırmak için öncelikle yanlış inanışlardan vazgeçilmeli” diyen Psikolog Baş, en çok karşılarına çıkan doğru bilinen yanlış inanışları da şu şekilde sıraladı:
“Mutlu ilişki için partnerlerin birbirlerine aşık olması şarttır.
Mutlu bir evliliğin sırrı, her şeyin paylaşılmasıdır.
Çiftler birbirlerini konuşmadan dahi anlayabilirler.
Tartışmanın olmadığı evlilik, mutlu evliliktir.
Erkeğin mutlu olması için cinsel hayatın aktif olması yeterlidir.
Evliliklerde maddi sorumluluk erkeğe aittir.
Çiftler uyumluysa evlilikleri de iyi gider, emek harcamak önemli değildir.
Evlendikten sonra eş ile randevulaşmak yalnızca maddi kayıptır.
Eşlerin yatağa beraber girmesi veya yemeklerini beraber yemesi çok da önemli konular değildir.
Seven insan kıskanır. Kıskançlık sevginin ispatıdır.
Evlilik monotonlaştıysa çocuk yapmanın vakti geldi demektir.
Tartışmalarda haklı olan taraf bellidir. Haksız olan tarafın bunu kabul etmesi gerekir.
Küslük ilişkiye renk katar, heyecanı artırır.
Çocuk var ise boşanmak söz konusu olmamalıdır.
Ayrılmak bütün sorunların çözümüdür.”