Ufuk Çetinkaya

Merhamet ve İnsanlık

Ufuk Çetinkaya

İnsanlar bazı olaylar karşısında üzülür, bazen sevinir, bazen de içinde acıma duygusu belirir.

Günlük yaşantımızda bazen zor durumda olan insanlarla karşılaşabilir ve bu insanlara karşı içimizde yardım etme duygusu belirebilir. Bu duygu insanların sahip olduğu en güzel, en yüce duygulardan birisidir.

Yaşam uğraşında felaketle karşılaşanlara, zor durumlarda kalanlara, maddi sıkıntı çeken, herhangi bir engeli veya hastalığı olan, bakıma muhtaç kimselere merhamet duyguları ile yaklaşmak bir görev olmalıdır. Çünkü “İnsanlık merhamet üzerine kurulur”. “Merhametini kaybeden, insanlığını da kaybeder”.

Merhamet güzeli görmektir. Hadis-i Şerifimiz “ İnsanlara merhamet etmeyene Allah’ta yardım etmez” der. Bil ki, yaşadıklarınla değil, yaşattıklarınla anılırsın ve unutma ne yaşadıysan bir gün onu yaşarsın. Merhamet duygusal bir durum olup, ölçülü ve yerinde kullanılması gereklidir.

İnsanlar arasındaki üstünlük ne makamda ne statüde ne parada ne pulda ne de gösteriştedir. Bence üstünlük iyi huydadır, iyi karakterde, gönül zenginliğinde ve güzel yürekliliktedir.

İnsan olarak en büyük görevimiz, birbirimizin acısını azaltıp, mutluluğunu arttırmaktır. Unutmayınız ki, çevrelerinde çok sevilen ve unutulmayan insanların temel özelliği insanlara yaptığı hizmetler ile kendini gösterir. Yarasına ilaç olduğunuz, acısına ortak olduğunuz, açlığına el uzattığınız sürece sizden daha mutlusu olamaz.

Günümüzde insanlar paylaşmayı, empati kurmayı sevmiyor. Kibirlilik, aç gözlülük, kıskançlık, umursamazlık, doyumsuzluk gibi insanı içten içe kemiren duygular kişinin yalnızlık çekmesine neden olabiliyor. Tüm bu süreçler de hayata karşı sevgisizlik, hoşgörüsüzlük, merhametsizlik olarak yansıyabilir.

İnsan yardımsever, merhametli olabilmek için öncelikle kendisini tanımalı, kendisine değer vermelidir. Çünkü kendisini tanımayan değer vermeyen kişiler içindeki boşluğu doldurmak için dış çevreye yönelir. İnsanı insan yapan özelliklerden uzaklaşır. Vicdansız, vefasız, huzursuz ve saygısız yaşamak zorunda kalır.

Merhametin anlamını, sadece kendi canı yandığında anlayacak olan insan hayatından gerçeğinden uzaklaşır. Sevgisiz bedenen yaşayan insan haline gelir.

Karşılıksız iyilik yapmak, her insana nasip olmaz.

İyilik yapmaya ihtiyaç duymayan insanların, iyilik yapılmaya ihtiyaçları vardır.
Kabul edelim ki, merhametsizleştik.

Bir insan merhametsizleşince bir problem var demektir. İletişim çağında hızlı bir yaşam yaşıyoruz. Teknoloji sürekli değişiyor, bir koşturmaca bir yarıştır gidiyor ve böylelikle anne ve babalara çok iş düşüyor. Merhametli olmayı öğretin. Merhametli insan affedici ve bağışlayıcıdırlar.

Merhamet sahibi insanlar yumuşak huylu olurlar. Kalp kırmazlar, karşısındaki insan hata dahi yapsa, yüzlerine vurup, kişiyi küçük düşürmezler. Merhametli insanlar, her şartta zor durumda olanlara yardım elini uzatırlar. Maddi ve manevi, elinden ne geliyorsa, en iyisini yapmaya çalışırlar. Merhametli insan, cömert, güler yüzlü ve sevgi doludur.

Unutmayınız ki, yaşamlarının her alanında merhametli olan, güzel ahlak sahibi insanlar huzurlu bir yaşam sürerler. Ne yazık ki, merhamet içimizde bir yerlerde sönmeye yüz tutmuş. Erik HOFFER “ Merhamet ruhun panzehiridir. Merhametin olduğu yerde en zehirli hamleler dahi zararsız olur” der. Yaşam, merhametin ve onun iyileştireceği güçlerinin farkına varmakla oluşur. Oysaki çoğumuz hayatı yaşamıyor gibi yaşıyoruz.

Unutmayın ki, her insan bir merhamet neferi olduğunda dünya daha güzel daha aydınlık bir yer olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları