Kadir Atıcı

Harput Sanatında Mekan ve Kurgu İlişkisi

Kadir Atıcı

Harput sanatı ve mimarisi, İslam sanatı, İslam ilkeleri ve inançları üstünde yükselen bir medeniyetin ifadesidir. En genel çizgileriyle dinin manevi gerçekliklerinin biçimler dünyasındaki mekânı ihya etme açılımı olarak tanımlamak mümkündür. 

Evet, Harput’ta bulunan cami, çeşme, medrese, sivil mimari vd. gibi yapılar aslında tam manasıyla estetik bir mekân kaygısı içinde tezahür etmiştir. Çünkü Harput’un başlangıçtan beri değişmeyen temel niteliği; özgün üslûbu, detaylardaki motif zenginliği ve kendine özgü mimarisidir. Bu özgünlük yörenin ve mekânın doğal bir sonucu olsa da aynı inanç ve ilim dünyasının estetik bir yansımasıdır. 

“Sanatın öyküsü mimari yapılarda ve bu yapılar ile kurgulanan mekânlarda kendini gösterir.”
Harput’ta yer alan yapılardaki mimari tasarım ve detaylardaki tezyinat, bani ve sanatkârın iman, inanç, düşünce ve hayat tarzlarının yansıtıldığı en somut bir göstergedir. Çünkü sanatın tezahhürü mimari yapılarda ve bu yapılar ile kurgulanan mekânlarda kendini gösterir. Estetik kaygı ise bilge Mimar Turgut Cansever’in dediği gibi “yeryüzünde cenneti arama” kaygısı ile paralel gitmektedir. Bu mihmalde Harput, bir bölgenin, bir yerin mekânsal kaygıları ile kurgulansa da, aslında İslam medeniyetinin inkişafında vücut bulmuştur. Bu nedenle Harput mimarisi, İslam’ın âlemi ve yaşamı anlayış, algılayış ve anlamlandırış tarzını yansıtır.

“Harput sanatı ve mimarisi, İslam sanatı, İslam ilkeleri ve inançları üstünde yükselen bir medeniyetin ifadesidir.”
Bu pencereden Harput’a bakan kişi sanatçı ruhludur. Bu kişi şuurlu yaşar, varlıkla yaşar, tabiatla konuşur. Atalarımızdan bize kalan en güzel davranış aslında Muhsin olanı yapmaktır. Bu durumda suretimizin de siretimizin bedii bir hale bürünmesi gereklidir. Dünya işlerinde her dem mükerrer olan insan, âlem-i mekânı güzel eylemek ile mükellef olduğunu unutmamalıdır. 

“Sanat, mekân bilincidir.”
Harput mimarisinin dayandığı estetik duyarlılıkta çokluk içinde birliğin idraki ya da değişenin arkasında kalıcı olanın sezilmesi son derece önemlidir. Aslında böyle bir algılayış salt estetik duyarlılık açısından da çok önemlidir. Harput mimarisindeki kesretten-vahdete ulaşmak bir yerde hikmet ve irfanın doruk noktasını oluşturur. Bu mimari üslup, İslam’ın hikmet ve irfana yaslanan düşünce boyutuyla sürekli temaslı olmuştur. Mimari yapılara yansıyan hikmet ve irfan tecrübesi, “mananın surete” bürünmesi şeklinde gerçekleşir. Ama öz-biçim bütünlüğü şeklinde tezahür eden bu mimari eserler, yaşanan tecrübenin bir yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tecrübe de her ne kadar taşra olsa da İslam Medeniyetinin bütün bir alana ilmek ilmek işlenmesi ve yansımasının sonucudur.

Evet, sözlerimiz laf-ı güzaf olmadan sonlandıralım. Fakat şunu da demeden geçemeyeceğim “Üslup, gerçekliğin iki organize edici ilkesi olan bir zaman ve mekân anlayışıdır. Bu iki kategori sayesinde insan “kendi ve mekân” anlam arayışını kolaylaştırır. Bu sebeple sanat, mekân bilincidir. Bu mekânların vücuda gelmesindeki en önemli faktör olan mimari üslup, Harput mimarisinde özgünlüğünü sürekli korumuştur.” İnşaallah korumaya da devam edecektir.

Kalın sağlıcakla…

Yazarın Diğer Yazıları